Sorgusuz sualsiz dem tuttum seni akşamlarıma
Kanımı donduran soğuklarını serdin vasıfsızca
Yıldızlar bile korkar kuytulardaki ürküten yalnızlığımdan.
Barışı simgeleyen kar beyaz güvercinler bile kana bulanmış.
Susmaz derinliğimden yükselen haykırışım.
Kaskatı şimdi bedenimi ayakta tutan esnek damarlarım
İçtiğim sigaradan mıdır yoksa
Bana miras bıraktığın susan haykırıştan mı?
Bedelsiz değil nefes almak
Çok ağır geldi bana buna dayanmak.
Simsiyah oldu caddemin yanan ışıkları
Terk edilişten mi yarınların kasvetinden mi yoksa.
Özgürlüğe kanat çırparken
Ayakaltında karınca oldum ezip geçtiğin.
Hem yuvamı kaybettim hem sevgiyle açlığını doyuran,
Yüreğimi yarı ölü yarı canlı bıraktın.
İşte suskunluğumdaki haykırışım
İşte damarlarımdaki kaskatı kesilmiş
Kanım son damlasına kadar sana akmak isterken
Şimdi dolaşacak damar bile bırakmadın ezip geçişinle.
Kefen biçilmezmiş vatanı uğruna can veren şehide
Ya sevdamın şehidi, naşını kaldıracak kimsesi yok
Sokak kedilerinin alaycı bakışların da,
Gecelerin soğuk kaskatı gölgelerinin toz küreğinde bedeni sevdamın…
Zennehar Yılmaz
22 Aralık 2009 Salı,
19:03:18
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim