Bayramda Miracındayım

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Bayramda Miracındayım

Bayramda Miracındayım…
- Üfleme dünyamı -

Devrik meridyenlerle savrulan yakarılarımızın tanımsız zaman aralığında
beni bilinmezlere attın. Sahi hangi saat dilimdesin, bensiz nasıl batar güneş pencerende.Ruhumu giydirdim özlem kumaşından senin güneşin soldurdu,senin yokluğun yamaladı.Bayram mutluluklarıyla kazılar yaptım tırnak uçlarımla sevgimizin en uçurumunda.
-İki kez düştüm birisi bayrama denk geldi.Aç bırakılmış hazlarım isimsiz,bir şeytanın eşeğine binmişti.İsimsiz,bir gece sevgisi kadar sevgi yoğuran anlık salya artısındayım.Geceler kendi geceliğini giymemişti,yıldızlar asla senin gözlerin gibi değildi.Ay yoktu, erkek bir gezegen mars vardı.Her erkek biraz marstan modlanır.Kodlarımız aynı aslında, zayıf yönümüzün gölgesinde başka adresler ararız.Sevgi sizin olsun der, zevk bizimdir.
Bilmelisin ki seni Çankırı ‘nın o meşhur, incecik küçük biberin çiçeğinde yaşadım ve meyve halinde hep soframın her anı oldun.
Susuz bir çöldeyim damacana aldım,sensizliğin can kırığı bardağından içiyorum.Mecnun da buradaydı susamıştı.
-Seni sordu kim bu Nazlıcan…Leyla’dan daha meşhur olmuş
-Dedim ki bak aşktaşım, dertaşım, çöl dostum,eski Leyla’lar kalmadı.
Mecnun:-Eskiden bir Leyla vardı, bin Leyla’nın gölgesi
-Peki neden Mecnun bir tane,neden neden?
Mecnun:- Vah aşktaşım vah…Mecnun erkekti, yani yüreğini sevgin sev hazinesinden alan,hislerini özleyiş manzumesinde okutan, dertlerin Yakup’un heybesinden, acılarını Yusuf’un kuyusundan, sihrini Tura dağından, aşk; yaş,sınır, ırk, millet, zaman, tanımazı Yüce Resulümüzden alan Ademin can kırığı, tutku göğü,öz toprağı.
Kısa bir mola, verdim bekleyişim kangren olmuş,kanamışlığımın esemesi okunuyor Leyla duvağında. Bikri sınırını kanıtlayan beyaz bir bezin efsanesini hatırlıyorum.
-Ben sana temiz, ben sana yerli yüreğimle, bütün sevgimle geldim. Bütün eksik eteklere rağmen, eteğim senin etiğinde.Ve etiğinle sen kaldırdın ilk kez eteğimi,sonrası aşk masalımızın perisinden akraşır.
Yıkılası duvarları,örüp örüp perma perişan şanlar artırma.
Hecelerin saklanan eğri harf yazılışında yazgımız buymuş meğer.Kalem veya alem yazmadı ki.
Umudun finali sessizdir,sensizliğin umudu yanaışır kendimize dönen dönencelere. Henüz bayrama çok var, arife günü beni yine gönder yolsuz ,yoksul uzaklara.
-Bir bayram bekliyorum bayramlardan.Bayramlar sosyolojik pemlerini çözer. Bayram namazı dönüşünde yine beni kapıda bekle, öpüşerek kutla bayramımı.Bu sefer harçlığım öpücükle kalmayacak bütün ömrümü sere serpe edeceğim. Turuncularından medet umarak, ummanlarını kolonya olarak uzat sunazım.
Sessiz bir yakarıdır bekleyiş, tanıdık acılarla gözyaşının bentlerini yıktı, şimdi sensiz belki ilk bayramın çocuk şekerindeyim.
-Bir sürü şeker alacağım, bir sürü.. Özel olarak paketlenmiş, üstünde nazlıcan yazılı.
-Evet, ben şekerciğinin oğlu, artık Nazlıcan şekerlerimiz de var. Bayramda yalnız onları kızlara dağıtacağım. Her kızda bir nazlıcan, adın dillerde, bensiz yer yerde. Seni seviyorum sözcüklerimin yeminim.
Uykusuz bir bayramın tam ortasında ağlatma aklanışımı.Sarılalım haydi tutkumuza. Hiç söylenmemiş sözlerden şarkılar türet, bu sefer ben sana şiir olayım, dize dize gel dizlerime.Yorgun ve bensiz tanınmaz olan gözlerinin sırılsıklamlığıyla bakıver gözbebeklerime.
Bu güzel anların artan çığlıklarına cevap olalım, kementleri kırık-dökükler üstüne kapatalım.Çekinelim gül kokulu nefesine,orda nefessiz kalalım biraz.Tutkunun sırlarını süreyim,pişmanlığın çifte kavrulmuş halinde pişmiş ruhumu görerek yeniden güven surlarımı gör nazlıcan
Aşkla gözlerinin derinlerinde,sözle özlerinin sonsuzluğunda,canla canının her atışında, dahası senli her anda uyuyayım miracında.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 31.8.2009 14:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan