Ne sağlamım, ne hastayım
Bir acayip transtayım
Söyleyiniz, kul olayım
Acep ölen ben miyim ki?
Ah damdaki kemancı hayal kurmak ne acı
Her seçimde yenilmek kazanan da bir hacı
Sövdüğün kimdir ulan şehit emaneti bir bacı
Patlat kamçıyı vur atlara vur ulan arabacı.
İktidarı bulursan yık Taksimden camiyi
Çok mu soğuk var ki üşüdüm birden
Üstüme bir yorgan atsana anne
Sende üşüyorsun kalk kuru yerden
Uykun gelmedi mi yatsana anne.
Bir ömür cefayla geçecek böyle
Nasıl akıldır ki akıldan uzak,
Düşündüm, düşündüm aklım almıyor.
Adam Milletine kurar mı tuzak?
Her okuyan niye adam olmuyor?
Değerler değil mi bizi biz yapan?
Göğsümde bir yangı parladı sebepsiz, üşüdüm içimde tarifsiz seni görünce.
Bir andı belki tüm ömrümü tatlandıran bu anı tattım işte. İnce bir tül gibi ağını ördü örümcek zamanın bilinmezliğinden bile önce.
Sallantılı bir sandıkta
İndirdiler yol vardıkta,
Anladım ki mezarlıkta
Anladım ki ölen benim
İndirdiler Mezarıma,
kenetlendi eller, tanla toprağın teğetinde
gözler / güneşi içinde taşıyordu
çarpıyordu yürekler eş
bir kuş kanadında düş
sararmış yapraklar gibi düş / keder.
umutlar yağıyordu felekten, toprağa
Değil şarap içmesem dahi su
Sarhoşum, sermesttim ki aşktır bu
Hasta bekler derdine şifayı
İstenmez aşka şifa verme Hu.
Gönüldür söylenmedik sözle gel
Ayrılık otları sarmış bahçeyi
Gülleri perişan çimler perişan
Yabanın dilleri bozmuş lehçeyi
Terk etmiş bahçeyi nerde Bahçıvan?
Çiçekler açmaya korkar olmuşlar
Bakma gözlerime, tam da giderken
Tutma ellerimi, vedâ ederken
Yüzüne bakamam, “elveda”derken.
Mevsimim baharken, hazana döndü
Gönlümde parlayan, ışığım söndü.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!