Kapılar gıcırtlılarla açıldı, gün sökmesinde,
Gömleğide giydirildi, şakırtılı şakımalarla,
Zincirleride sesli kavgalı, döğüşkendi,
Sakallarıda uzamış, avurtları çöküktü...
Donuk sabit bakışlarla yürürken dikti,
Mükemmeli yaşamak ve yaşatmaktı amacım;
Sevdayı, aşkı, mutluluğu ve geleceği,
Başaramadım işte, elim koynumda kaldı,
Kırılmıştı yüreğimdeki sırça sarayım...
Gel gitlerim başladı artık, dönülmez oldu,
Yavrusunu yitirmiş kartal kanatı kadar kırık,
Aç serçelerin, umutsuz uçuşlarındaki yitiklik,
Ah vatanım diyen bitap bülbül çığlıklarında,
Yirmidört saatlik ömrün tükenmesindeki Kelebek...
Ben kanadımı karlı zirvelerde kırık bıraktım,
Keşkelerim azrail,cehennem azabında ruhum,
Keşke mahkum etmeseydin,ağlıyor hatıralarım,
Katili olmasaydın keşke,gözlerimin koynunda,
Üşüyen,yürek ağrılarıyla,yorgun gecelerimin …
Pişmanlıklarım yelken açıyor, yorgun acılarımla,
Zamanın dar, kendimle kavgalı öğrendimki,
Uzatmalar oynanmaya başladığında artık,
Gözün hep hakemde olmalı ama eller belde değil,
Çalmaya daha zaman var, oynamalıyım....
Sığdırmalı oraya o kısacık zaman dilimine,
Şafakları yalnız karşılamaktan bıktım artık,
Kadehlerimle sabahlamak, kendime acıyarak,
Bilinmezlerimi sorgulamak, benmi yanlıştım?
Sigaralarıma sığınıp, nemli gözlerle yazmak.....
Düşünme artık, göm gitsin anılarına deyipte,
Ne zor bu sabahlar, güneş doğmasın istedim,
Akşamda yudumlarken, ellerini, saçlarını,
Geceyarılarım kavgalı, küskün, vede yalnız
Sabahları sevmedim, unutulsun geceler...
Ben böylemiydim? güneş ışımılarında,
“Anne karnı sıcaklığı”,
Sabırsız tekmeler,
Aceleciydik,
Misketleri tanımadık,
Güleç yüzlü;
Asi çocuk,
Bu yol gider,
Ayaklara taşlar değmezse,
Tokatlar,şamarlar yenilmezse,
Eğlenceli bir bahçeye gider…
Bu yol gider,
Ondokuzunda bir gençtim,
Lavlara düştüğünde yüreğim,
Siyah beyaz veskalık resminde,
Sürüklendim Buz gecelerine...
Birinci sürgün dönemimde,
Dağı,taşı,ovaları,yolları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!