Affet bizi Erdal’ım,
Sıcak evlerimizde Aralık tayız
Koparıldığın gündeyiz
Sadece bolca yazıyoruz…
Ve o iki adamı hala besliyoruz…
Affet bizi Erdal’ım,
Ölmeye yatmak; ne zormuş meğerse,
Ölmeye yatıpta, uzanamamak uykuya,
Boğulamamak karanlık dalgalarında,
Yitememek, güneşsiz ormanlarında.
Akamamak nazlı nehirlerinde sessiz,
Efkarı sevdim, derin nefesli sigaralarımla,
Geceyi sevdim, yalnızlıklarıma kaçışlarımla,
Sevdama aşık yaşadım, yürek burkulmalarımla,
Hüznümü sevdim ben, hüznüme ağlamalarımla...
Küskün, kırgınım ben sana dost dediğim hüznüm,
Bulutlarım susuz kaldı yağmurlarına,
Yapraklarım öksüz kimsesiz dallarına,
Rüyalarım ağlıyor yetim uykularına,
Yüreğim müebbet sayıyor zindanında...
Kurşuna dizdim duygularımı birer birer,
Hüzün yazmayacaktım,
Karar vermiştim,hüznü yaşarken,
Lodoslara inat edip,savrulmayacaktım,
Azaplarımı yüreğime gömerken..
Birde,....şairine göndermelerle dolu,
Bulutlarken ağlarken geldim,
Yağmurlar ayağıma yoldu,
Ellerim titrerken yüreksizdim,
Güvensiz, ölümde bir yalnızdım...
Gözlerimi gördünmü hiç?
Kaldırımlar tıkır tıkır,
Topuk seslerim gürültülü,
Dudağımda; inceden bir nakarat,
Canımın Yandığı Günlerdeyim..
Gökyüzü harap, bitap düşmüş,
Sürgün günlerimin vesikalık resminde,
Çamurlu yollarımın özlemi vardı,
Gece sancılarımın amansızlığında,
Sabahlara; Seninle uyanmada...
Teninin terine, kokusuna taparken,
Yüreğin kadar yakın,
Bir o kadar da uzağım sen söyledin..?
Ben mabetimde seninleyim oysa anlasana,
Yüreğimdeki seninle o kadar can....
Göğsündeki Ağlama duvarında ben oldum,
Akıntılara bıraktım geçen yıllarımı,
Yelkenlerimi dikiyor, kaptan burada,
Zaman dar, vakit kısa hazırlan hadi,
Demir almak zamanı ufuklar gel gel diyor.
Manolyalarımla solmaya başladı dokunamadığım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!