Heyhat! Şeref vatanımda vatanıma ihanet
Ta kılcalımı karıştırıyor cüzzamlı lanet
Ben, benim desem kopartıyor başıma kıyamet
Bunca şehadete rağmen ne utanmaz melanet.
Gölgelediğin her yerde gözü dönmüş münafık
“Acını paylaşıyoruz” denir ya;
Baştan sona palavra!
Art niyetli değil söyleyen, bilmez;
Bir bütündür, acı bölünmez!
Bir çeliktir, paslanmaz!
Zamansızdır, yaşlanmaz!
Güneş gecenin bir yarısı doğsa
Umman celallenip kıtalara dolsa
On bir şiddetinde deprem olsa
Yok yok yazmak bile çok zor çok.
Gök taşları dünyayı hedef alsa
Evlat;
Başını çok dikme
Fakat eğikde durma
Sesini çok yükseltme
Fakat sessizde kalma
Dehşet sarmalayınca öz dünyanı
Seneye çevrilir sürecin her anı
Geçersin herşeyden bıraksın diye yakanı
Can derdinden unutursun cananı.
Nefes üstünden çekince elini
Çoğu insanın düşünce temeli sabittir
Ama toplum makinesinde tırpanlanır.
Çarkların değişmezi ters harekettir
Ama ulaşmak istedikleri gaye tektir.
Makinenin organları farklı farklıdır
İki metreden artıktı adam
Uzundu çoğundan
Kitap alabilirdi en üst raftan
Tekti evde desteksiz lamba takan
Caddede görülürdü uzaktan
Gözler yapışırdı şaşkınlıktan
Şimdi geride saklı bir hüzün
Vakte her dokunuş onsuz hazan
Artık bir martı, göze takılan
Ya da yaprak, sıladan atılan.
Şimdi ummanda yönsüz şu hayat
Çoğaltırlar özün içinden öz,
Olursan sinsiler ile baş göz.
Alevlenir bak sonra, sudan köz.
İş işten geçer, etsen de kaş göz.
Çıkartırlar sözün içinden söz,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!