Güneşli bir yazda donan
Kızıl kıyamette yanan
Rüyadan kabusa dalan
Bir tuhaf yüreğim var benim.
Düz yolda ayağı takılan
Beynimin yörüngesi günlük,
Düşüncelerim geri dönüşümlük.
Hareketlerim eski sürüm,
Düzgün çalışan yalnız küsurum.
Karmaşada biteviye ruhum,
Getirilse onca psikolojik mefhum,
Al şu kutsal sancağı, sende keşik
Geçmesin sakın yağı, bu son eşik
Al İman, ilim başka var mı eksik?
Ne mukaddes görev bu, büyük şenlik.
Şu vatan toprağını zevkle bekle.
Bir olgunun en sert zıttı,
Onun en sıkı dostudur.
Bir olgu, kalbe kazıntı,
Bazen düşmanın postudur.
Aykırı, Aykırı’ya aykırı;
Her büyük, büyüklük taslasaydı,
Filler dünyayı alt üst ederdi.
Fildeki öz insanda olsaydı,
Yerini bilir, “Kâfidir.” derdi.
Bakmak yetmez aynada kendine
Bir hayalim var benim,
Anılarıma davet ettiğim.
Kapat gözlerini beraber gezelim.
Yazın en yazında…
Kiremit damlı bir kıyı mahallesinde,
Ruhlar gardiyan, zindanda hayat.
Zifiri eller, yalancı şefkat,
Küflü sözler bayattan da bayat,
Zehir yüklü sahte gülüş kat kat.
Maddiye gönülden köle bakış,
Cemiyet bir çalar saat,
Vermedi azıcık rahat.
Arzusu sessiz cemaat,
Hep et sorgusuz itaat!
Madde, uçsuz bucaksız hat,
Vicdanı buradan çıkart,
Gemide denge esastır.
Dengesiz geminin sonu yastır.
Dalgasız deniz anlayıştır.
Gemiyi ayakta tutan ufka bakıştır.
Kaptanı fazla gemi dümensizdir.
Sarmış Çanakkale önünü görülmemiş armada,
Varacakmış hafta dolmadan Payitaht’a!
O kadar emin ki, seyircileri dahi yanında
Şenliklere başlamış daha girmeden Boğaz’a…
Düşman eli değmemiş mahcup sularda,
Yüz üç dev gemi yürüyor ardı ardına.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!