Bayram (düz yazı) 03 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Bayram (düz yazı) 03

Bu türcü sosyal toplumsal bayramlar, muktedirliklerin, yapabilirliklerin, yaşanmakta olanın kendisine güvenin yarışmaları içinde olmaktadır. Yine bayramlar, sosyal toplumsal katılımcılıkla ben de varım diyebilenlerin, bayramı, olmaktadır. Değilse katılamadığınız bir ilişki düzenine değin olguları hikâye ederek anlatışlarla ağlamalarla, sembolizmini gözetir olmak demek, günceli yaşamaktan bihaber siz olmakla eşdeğerdir.

Bayramlar toplumsal muktedirlikler gibi ya da evrensel sevinçlimeler gibi daha genelce sevinişlerle olmalıdır. Ya da daha yerelce yapabilirliklere kavuşulması olmalıdır. Yani insan olmanın güncel muktedirliklerinin bayramı olmalıdır. İnsan olmanın belirmesi nasıl sınırsızsa ve sonsuzsa bayrama dek beklentilerimiz günümüzde ve gelecekte de, farklı farklı olması ön görülmektedir. O halde bayramların da sevinçlime olguları özelde sınırsızdır. bayramlar sadece tekil günlere sıkışmış, tekilce ve geçmiş edimleri kapsar olmaktan çok güncel edimlerin bağlantısı içinde olmalıdırlar. Bu yüzden sevinççe bayram olguları oluşturabilme nedenlerimiz de, sonsuzdur. Bu gibiden pek çok edimce olmaların, pek çok bayrama dek kutlamalarının da, pek çok çeşit bayramların olacağı da aşikârdır.

Sağlayış muktedirlikleri aynı olmayan toplum ve sosyal yaşam (halkçı) katmanlarının, duygu birliklerini aynı günde, aynı düzey ve düzlemde kılar olmanın sanal duygu birliğini, bir örnek kılamazsınız. Yani, bir varsılla bir yoksula değin bayram bilinci beklentileri hep aynı olmaz. Sınıfsal sosyal ve toplumsal yaşantıya dek aşmaların; rezonansa gelmiş bir ortak duyguları ve ortak ihtiyacı muktedirliklerine değin devinmeleri olmaz. Farklı sınıfların ortak birlikçi duygu ve ortak birlikçi sağlayışları olamaz.

Ancak farklı sınıflara dek sağlayışçı olacak toplumsal sözleşilmenin ve ilişkileşmenin güncel ittifakı ortak tutumlu sevinçleşilmesi kutlanması ve sınırlı bir ömrü olur. Sanal, güncel olmayan, sür git, değişmeyen çekim eksenli bayramlar; eninde sonunda az az da olsa, olumsuzluklarıylan insanlar üzerinde bir bilinç yapıp, bizleri; daima değer duygusu tahribatlarına götürür olacaktır. Bayramlar eski komünce kutlamaların (sanal kılınan cennet algısı) uzantıları olaraktan ve ancak geçmişe dek, birlikçi yapılı, gölge yansımalı algıdırlar.

Değilse üretemeyen bir ekonomi ve üretip dağıtamayan bir toplumun yarattığı yaman güvensizlik ortamında; 'sizlere de inşallah' mantığını, bir güne umut ettirmenin istismarı olmamalıdır bayramlar. Hayalci oyalama, kandırma taktikleri olan; öpülemez olan ellerin, öpülür olması; güncelde hiç de sayılmayan hatırların, sayılır gibi olşla, daha bayram dahi çıkmadan, yeniden ve katlattırılır bir hırsla, kırılır olması neyin nesidir? Veya sagılaşmaya dek hırsların, yeniden kutuplaştırılır olmasının bayramları yaratılmamalıydı.

On yüzlerce eve et dağıtılıp da ‘hiç değil seci’ denişlerle sürdürülen bayramla, toplumun ve halkın supap kapakları, kapatılmamalı. Eski toplumsal düzneleşilme kaynaklı olan şimdiki bayramlar, toplumsal sorumlulukla olması gereken 'daha çok eve, daha çok et' dağıtılamamanın bayramını ve umutlarını yaratır olmaktadır. Ve bu yaratılanlara değin sömürünün bayramı olmamalıdır, bu bayramlar.

Dengesiz gelişmiş toplumlarda zenginlik, %10-%20 gibi bir nüfus oranını genelde geçemez. Bu oranın artması demek zenginliğin daha da azalması olacaktır. Bu nedenle geriye kalan nüfusun yoksul kesim oranı %60 oranına kurban bayramlarında gerekli et veya her tür yardımlaşma dağıtımının, yaklaşık bire bir ilişkisiyle bu %20'lik zengin oranıyla yapılamayacağı çok çok açıktır! Yük yine orta katmanların omzuna yükleniyor demektir.

Gerekli yardımlaşmanın çıkmadığı bu bayram günlerin de, eski toplumsal yapı, kendi çözümünü kendi dinamiklerine göre yartmıştı. Eski toplumsal yapı içinde bir kısım insanlara zar zor da olsa, Yüce Tanrı'nın rızası için kurbanı, bir yükümlük addettirilerek, kestirilir olması vardır. Oysa şimdiki yapının dinamikleri içinde böylesi kurallarla var bulunmayacak olan bayram günümüzde, yine bir kesim insan da, nerede ise zoraki ve borç harç ile temin edilmektedir. 'El içinde utanmamak' için (sosyalce rekabetten ötürü ve sosyalce görünümün ezilmesinden ötürü) kurban keser olacaktır. Yine ha keza günümüzde, kendi çocuklarının; ‘ elin gözüne bakar olmasındaki duyulacak zillet nedeni’ ile keser olacaktır. Artık günümüzde bu türden bayramlar, bir bayram olmanın çok çok ötelerine taşan, bir sıradan alışma kabulleniş olacaktır.

Geçmişin kendi yaşantı aşması içind kendi toplumsal çelişmelerine değin sorumluluk taşıyan insanları, yine kendi iç ilişkilerine göre bir çözüm bulmuş bunu sürdürüp geliyorlardı. Eski toplum kendi güncellikleri içindeki muktedirliklerini o günlerin üretim düzeyi ilişkilenmelerinin bir gereği olaraktan, kurban ve zekat anlayışı ile aşmışlardı. Eski toplumlar bu gibiden olan eşitsizliğin çözümüne dek, gelenek ve bayram olarak oluşturmanın gururunu hep taşımışlardır. Ama bu günün toplumsal aşaması, dün olamayan sağlayışları bugün sağlar olmada, dünü kat be kat geçmiş olan günceldeki toplum; bu tür sağlayışların çok çok kolay üstesinden gelmektedir. Bu üstesinden gelir olmaya rağmen, güncel muktedirliğin güncel paylaşımını yaratamayan geri toplumlar, zorunlu olarak geçmişin geleneklerine sahip çıkmaktadırlar!

Bayram duygusu ve sağlayışları esastır. Ama bayramın o şekil değil de, bu şekil veya bu şekil değil de, öbür türlü olması, sizlerin; yani toplumcu ve sosyal yapınızın çağdaş üretim ve paylaştırış düzeylerinizle ilişkili olacak bir değişkenliktir. Bir toplumun değişkenlik dirençleri çalışmıyorsa, o toplumun işleyişi içinde sağlıklılık bulunmaz. İhtiyaç duyulan bayramlar bu olmalı. Böyle olunca sağlayışlardan doğan aygı ve sevgiye dek el öpme kendiliğinden ve duyguca oluşacaktır. Değilse; asgari düzey hasetleri yıprandırılmış toplumların, saygı ve sevgisi olmaz. Bu bayramların kusuru değil, toplumların güncel, yaşantı sal üretimlerine değin gelenek görenek ve bayram sevinç eşmesi oluşturamamalarının bir kusurudur.

Kaysı festivali ya da, on bininci robot üretimi festivali veya yüz bininci özürlü rehabilitasyonu bayramı, son yüz bin işsize iş sağlanıp son üç yüz bin evsize lojman ya da konut tahsisi olan yapısalcılığa değin bayramlarının muktedirlikleri kutlanmalıdır. Yani bayramlarında toplumsal sağlayışları farklı farklı olan kesimlerine göre olacağı açıktır. Sosyal bilinç, sorumluluklarınıza yönelik bayramlar olsun. Değilse başkalarının inayet ve sadakalarına değin umulmanın bayram olmaz. Atasözündeki denişlerle; “kasaptaki ete soğan doğranmaz'. Ya da; “elden gelen öğün olmaz. Olsa bile, öğünde gelmez' veya; 'veren el, daima alan elden üstündür' olanın bayramı olmamalıdır. veren için iyi de alan için zillet olmamalıdır!

Toplumsal muktedirliklerinizin bireylere yansıtılması; daima en az asgari zorunlulukta olmalıdır. Parçalı ve zamanla değişken olacak olan tadımların başarıların, insan olmanın, yapabilirliklerin kutlanması olmalıdır bayramlar. Değilse olmayanı oluyormuş gibi sanal bir hayal içinde, değişmezlikleriyle kutsallık adına sürdürülüyor olmasının bir bayramı olmamalıdır.

26.03.2010

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 3.9.2010 09:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İbrahim Eroğlu
    İbrahim Eroğlu

    sevgili Ağabey,

    yazma aşkını kutluyorum..gerçekten edebiyata hizmet ediyorsun.sancılarını kelimeler haber veriyor.
    ve
    şimdiden iyi bayrfamlar.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Bayram Kaya