Ankara’ya kuş uçuşu yüz kilometre uzakta, dere boylarında söğüt ve kavak, çatıları çinko kaplı, toprak damlı ya da al kiremitli, sadece görünümüyle değil, unutulmuşluğu ve yalnızlığıyla birbirinin benzeri, kırlarında rüzgarların türkü söylediği, Anadolu'nun bağrına serpiştirilmiş,”haritalarda yer almayan” köylerden birinde dünyaya açmışım gözümü.
Babam, okuma yazma bilmezdi. Çok sonraları Ankara’da yanımıza gelip gitmeye başladığında oturduğumuz semte gelen belediye otobüslerinin ismini ezberlemişti. Annemin ilkokul üçten (ilk açıldığı yıll ...
Bu gece Keje ol
Sadece yüreğinle konuş bu gece
Gecenin, toprağın, yıldızların sesini dinle
Düşlerle yolculuğa çık bu gece
Sahiden inanacağın
Alevin kızı duydu tanrıyı
Üzüldü
Yıldızına döndü yavaşça, gülümsedi
Yıldızı gülümsedi kıza
Kız ve yıldız
Hayat dediler kısaca
Alıp götürün
Güneş ışığının tüm renklerini
Bir de
Sihirli bir dişilik katın içine
Verin müzisyenlere bestelesinler
Besteleyebilirlerse
Bazen bir duygunun esir aldığı olur mu hiç sizi…
Gece gündüz onun varlığını hisseder misiniz taa derinlerde…
İnce bir iç sızısı gibi,sizi sürüklemek ister gibi…
Beni sevdiğin için değil
Sen olduğun için seviyorum seni
Mesela
Yıldızlı yaz gecelerini
Hasretin ansızın vurur
Sızlatan bir bıçak gibi
Bazen
Bir dolu sağanağı gibi
Kırar kolumu kanadımı
Bazen de yanık bir türkü gibi
Ben seni farklı sevmişim
Şafağın ışığı
Dalın tomurcuğu
Yolcunun umudu sevdiği gibi…
Ben seni farklı sevmişim
Şimdi, şu an, bu meydanda kadın erkek yok
Yoldaşlık var, cinsiyetsiziz hepimiz
Aynı şafaklara bakan umutlu bir çift göz
Havaya kalkan sıkılı tek yumruk gibiyiz
Bu meydanlarda, sokakların özgür ruhu var
Yıldız Çiçeği
Bir çiçek gibi açtım gözlerimi
Endişeli, şaşkın
Tomurcuk tomurcuk baktım dünyaya
Gülümsedim aya, güneşe, yıldızlara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!