Hangi umutsuz sevdandır
Salkım söğütler gibi
Başını önüne eğdiren
Kimselere diyemediğin
Esmeyen yellerin ürpertisiyle üşürsün niye
O, bir duygu kadınıydı
Çıkrıkçılar yokuşunda filizlenen
Güneşlenirken, ay ışığını özleyen
Ayışığını gözleriyle içer
Ayışığıyla emzirirdi geceyi
Bir yaz gecesi yıldızların altında
Kırların donuk tılsımlı yorganı
Ayışığına sarılıp uyumadınız mı
Uzanıp sırt üstü toprağa
Hiç hayal kurmadınız mı
Hiç öpüşmediniz mi binlerce yıldız altında
AŞKIN ŞARKISI
(YELKENİNİ AÇTI MI AŞK)
Her aşkın kokusu farklıdır
Kimi bahar kokar, kimi sonbahar
İKİ YÜREK
Bir telefon sesiyle başlamıştı her şey, günbatımını izlerken aramıştın “seni sevdiğimi” söylemiştim…Belki de o yüzden bu aşk hep bir kızıldı. Dizelerde; sonbahar sarmaşıkları, günbatımları, yüreğimizi ısıtan sevginin, özlemin kızıllığı…
Ellerimden tutman ne derece doğru diyerek, kendimize rağmen, her şeye rağmen büyüyen bir sevda kızıllığı…
Savaşa giden erkeklerin söylediği türküden bir dize:
“Düşman kurşunuyla gelendi en güzel ölüm”
Ernst Glaeser
Bir varmış, bir yokmuş
Göklerde bulutlar varmış
Bulutların arkasında yıldızlar
Şiir, hiç yıldızlı gökyüzü görmeyenlere
Gösterebilmekmiş bulutların arkasındaki yıldızlı dünyayı
Keman kadın ve müzik
İncecikten yağan kar gibi
İncecikten bir estetik
Tül perdenin dalgalanışı gibi
Ah Leyla
Eski muhtarın karısı
Yığılıverdi sobanın yanına
Gitti beyin kanamasından
Geride kör bir kız
Sallanan mendillerin, tren düdüklerinin hüznüne
Geçmek nedir bilmeyen zamanın sabrına ortak
Ey benim kimsesizliğimin kimsesi
Ey benim keyfime keyif katan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!