Yürek, o yürektir ki: çarpışı hep 'H A K' olsun.
O, ne güzel ölüm ki: örtüsü, Bayrak olsun.
Yaşamak,ona derim: Dünya ile beraber,
Velev ki: Fani vücûd, çürüsün, toprak olsun.
O ömür, ömür müdür: Zavallı bir hal ile,
Sessizce eriyerek, bitsin, yatalak olsun?
Mezar, o mezardır ki: Taşları iki ağaç,
Kubbesi, mavi gökler; tabanı yaprak olsun.
Ruh, odur ki: Yüksele, vara ALLAH`a kadar,
Ruh mu derim, ona ben: Cesette tutsak olsun.
Yiğit, o yiğittir ki: Uğrun da can verdiği,
şerefli Milleti`ne, al kanı Bayrak olsun.
Kayıt Tarihi : 28.1.2006 00:08:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevgiyle,
Ayla ASLAN
Değerli behruz bey. Ben sizin şiirlerinize bayılıyorum.Çünki az sözle çok şeyler söylüyorsunuz.Bunu da On puanın üstünde bir Puan olsa onunla değerlendireceğim.Siz benim şiirlerimi okumasanız da ben sizin şiirlerinizi hep okuyacağım.
Bayrak Olsun Adlı şiirim için Yapmış olduğunuz eleştirilere hasseten Teşekkür ederim.Fikirlerinize katılıyorum. Lakin benim o şiirimde sizin vurguladığınız hususlardan çok daha başka şeyler var.Şiiri yazıldığı tarih itibarıyla düşünürseniz. Daha farklı manalar çıkar. Ama itiraf edeyim ki. Şiir,in yazılışı hikâyesini yazmamakla ben hatalıyım. O şiir, Vatanını müdafaa ederken öldürülmüş ve öldükleri yere gömülmüş Başlarında birer taşı bile olmayan ve kaç kişi oldukları bile belli Olmayan bir mezarlıkta yazıldı. Belki aralarında savaştıkları hasımları bile var. Çanakkale de olduğu gibi..
Şiir Vardır gençlikte yazılır insan sonra imza koymaktan imtina eder. O şiirler DÖRTTANEDİR.
1- Barak olsun
2- Olsun
3t- Taşsız mezarlar 1
4- Taşsız mezarlar 2
İstismar hele hiç yoktur .
Zaten size bu yazıyı yazmama sebep te bu istismar ifadesidir.Hayatta en çok istismardan ve istismarcılardan nefret ettim. Demoskratos ve Laikus'u Çağdaş istismarcılar için yazdım.
Sizi rahatsız ettimse özür diler,im Hakkınızı helal edin olur mu.
Tekrar ediyorum, Siz benim şiirlerimi Okumasanız da ben sizinkileri okuyacağım.
Selam ve saygılarımla değerli Kardeşlim.
Seyfeddin Karahocagil
…………..
Benim ek yorumum:
Be ruz vaghee tabute ma ze serv konid
Ke mordehim be dagh boland balayi
Vakia gününde tabutumuzu serviden yapınız
Ki ölmüşüz servi boylu birinin dağlamasından
Büyük Hafız-i Şirazı ( 13. asır)
Cvri : bd
Çok değerli büyüğüm Sn. sevgili Karahocagil..
İstismardan kastim haşa şahsınıza değildi, ki eğer o maksat olursa kimseyi incitmeden ve yorum yapmadan zaten siteden ayrılırım..
Sizin değerli satırlar arasında gizli ( ’’ZAMAN’’ şiirimde arz ettiğim gibi : Tevazüyü içinde saklayan ve yalnızca bilgelere gösteren … Zaman ) mütevazı ve bilgili ve yürekli yüreğiniz fark edebilecek kadar gözlerim açıktır benim..o halde burada istismar ederken asla zaat-i alinizi söz konusu olamaz....ve tesadüf de olsa sizi bulmam ( ki kanımca İlahi taktirdir) sizin şiirlerinizi okumamdaki sebeplerden ve de bu ayrıcalıklarınızdan biridir..
Siz ve ben kimleri kastettiğimizi iyi biliriz ve kesinlikle inanıyorum sizin aydınlık yüzünüz gibi güzel yüreğiniz aynasını parlatmadan Hak’ın yüzünü aks ettiremez şiirinde..Ben dini şiir yazmıyorum ama onunla her an birim, bildiğiniz bildiğim bu sözü paylaşmak isterim eski bir tarihin ariflerinden : ’’Arifin dini olmaz - çünkü o her an onunladır zaten’’..
Her ne kadar ki dergah ve dervişe gidenlerden değilsem de ve bunları tarih boyunca çıkarları için riyadan ve tezvirden açanlar olduğunu iyi biliriz, ama yanı başımdaki kitaplar da dünyanın en büyük dervişleri : Mevlana- Hafızı- Şiraz- Mehdi Dijur- Böll- Şamlu- Eliot vs.dir..
Sizi incitmek asla söz konusu bile olamaz..
Asırlar önce sizin kadar değerli bir üstadımız İbn-i Mukaffağ şöyle buyurur:
Eğer havaya uçsan meges (sinek) olasın
Eğer denize girsen hes ( küçük saman parçası) olasın
Bir gönül al ki kes olasın..
Benim sizin şiirlerinizin hepsine okuma fırsatım olmadı ama okumaya devam edeceğim ve bana da çok şey katacağına candan inanıyorum.. ama okuduğum kadarı ile bu değerli üstaların dediklerini onaylayacak ve tekrarlayacak şekilde öğütler ve bilgiler vardı anlatma biçimleri farklı ise de arada, ama benim için ve şiir için içerik önemlidir değil kalıp, ki içerik beyindir ve kalıp da deri..
Lütfen madam okumaya devam ediyorsunuz şiirlerimde ’’ İyi şanslar dilerdi bana annem’’ şiirimi gözden geçiriniz – çok ortak noktamız olacak. Ve diger şiirlerde de eminim – sizde de olduğu gibi o sözler öylesine laf olsun diye söylenmemiştir ben bütün şiirlerimi yaşıyorum bazen bir kelime için saatlerce ve günlerce bile düşündüğüm olur..bazen bir çeviriyi veya şiiri 1000 defaya yakın yüksek sesle değişik zamanda okurum ta ki varsa şayet bir hata veya ahenk ve anlam eksikliği değiştiriyorum onları.. ki merhum Mehdi Dijur ( babam- ben ona yanlış anlaşılmayım diye ve ounu gölgelememek için böyle hitap ediyorum) söyle buyurdu ki yapacağını ve yazacağını içten ve iyi irdele ve eleştir kendi kendine..ki samimi ve bigili olan her şey güzel olacaktır ve kalıcıdır ki şayet yapmasan ve seni bir çok kişi taktir etse de ama ya şayet 1000.000 içinden kalenderin biri çıkıp da seni eleştirise vay haline ....!
İyi bilirim ki insanın kendi hakkında konuşması en zor ve belki yanlış şeydir haddını aşarsa şayet ama samimane arzediyorum gene mehdi Dijur derdi : oğlum kibirli olma yüksek tepe su alamaz su içmez -yukarda kalırsan kuru kalıırsın aşağıda olacaksın ki yeşeresin - ama fazla da mütevazı olma o zamam gerçek sanırlar..iddiasız olma - o zaman yoksun demek..az iddialı ol ..çok değil..sanatta öyle bir şey diyebilir miyiz ki -dünya her gün dialver gebe çünkü.. !
O halde bu titizlikte bu da sanatıma ve insana duyduğum saygıdan gelmektedir diye inanıyorum..Umut ederim ki okura bir şeyler kazandırabileyim umut ederim ki acılarım ve eksiklerim kendi tespitlerim içinde onların gönlüne bir nebze de olsa merhem sürebilsin..ki gene her şeyden de en son O büyük Allah’ımıza sığınıyorum sadece şiirimde konu etmem onu mümkün olmadıkça..- (ve gene de hayat hikayemde de arz ettiğim gibi: Bir dilencinin kesilmiş ayağı gibi acımızı herkesin önüne sermeyiz biz..! ) – ama asla iyi niyetle konu edenleri yadırgamam ve tartışmam bile..!
Ben değerli ve büyük bir insan ve şairin ( Merhum üstad büyük Mehdi Dijur)’un oğlu yıllarımı bu yolda gözlemlemekle ve bu değerli dili ve dilleri öğrenmekle ve dolaysıyla o insanlara yanaşabilmek ve daha iyi anlayabilmek için öğrendim ve öğrenmekteyim hala ve bu değerli Türkçe diline nasıl naçizane katkıda bulunabilirim diye kendimce samimane çabalar içerisindeyim ve bilgi ve birikimlerimi paylaşarak ama her zaman da benden öncekini büyüğe ve bilgiliye saygı ve değer vererek.. ki umarım zaman içinde bunlar daha da anlaşılacaktır beni yakından tanımayanlar için satırlar arsındayım arz ederim..
Her ne kadar ki ben bütün şiirlerimi siteye koymadım ve bu sitede de çok zaman geçmiyor ki üyeyim ama değerli okur tesadüf de olsa yeli ve yolu kiş bile olsa mevsimsiz olmak istemeyen sitemizden geçip şayet nur gözü düşmüşse satırlara değerli yorumunu ve teveccühünü de lütfetmiştir..ki iyi biliriz iyi bir şeyin varsa er geç tarih geç de olsa seni fark edecek ..ve yoksa da tabi..ki o zaman da değerli Büyük Hafız-i Şirazi’nin 7 asır önce buyurduğu gibi :
Kara olur yüzü o ki gönlü kara ise..
Benim sizin dikkatinizi kazanmam benim için ciddi bir şeref ve onurdur ve çıkan kitaptaki umarım hepsi ama en azında bazılarını içtenlikle katılacağınızı ve okuduktan sonra hele kendi okuyuşumla bir medya aracılığı ile veya toplantıda ..çok mutlu olacağınızı şimdiden bir büyüğüm olarak eminim..
Neyse o halde lütfen okumaya ve okutmaya devam edelim..ki kanımca iki çeşit insan ve iki çeşit şiir vardır:
Biri ne kadar tanışıyorsak uzaklaşırız biri de ne kadar tanışırsak yakınlaşırız..
Ehli gönül ve sahib-i yürek ile yakınlaşma dileği ile..
Allah’a ısmarladık diliyorum seneler önce içinden güzel anılar ile geçtiğim güzel insanı ile o güzelim Başkale’deki üstadıma.. içten dualarınızı istirham ediyorum..
’’Gece bitti bizim hikayemiz bitmedi
Gecenin suçu ne bizim hikayemiz uzundu..’’
Arz ve saygılarımla.
Hamedan – İstanbul yolunun en küçük şairi
Behruz Dijurian
Not: Yorumları silip tekrar yazmadım hatıra olarak böle kalsın istedim izinizle ..
bd
Federico Garcia LORCA (1898-1936)
Çvri: bd
Şahit’i ve şehit’i (ayrıca siyaseti ve dini de) hem şiirini hem de kendilerini tarih boyunca kendi çıkar ve menfaatleri için yeterince sömürdükleri için bu konudaki şiirleri çok okumam..değer de vermem dünyanın neresinde hangi zamanında vuku bulmuşsa veya kimin tarafından yazılmışsa da - bu savimdeki mütercimim Lorca'nın sözleridir..!
Bu şiire gelince ..
Her ne kadar ki şiirde bazen dini ve devlet konuları istismar eden muteşairleri hem tarih boyunca hem şimdi ve hem de gelecekte sık sık rastlamakta isek de, (bu kısa sürede Sn. Karahocagil ile satırlar ve yorumlar aracı ile ve güzel ve sorumlu kalemiyle (aşkta da işte de) tanışma fırsatım oldu) ama gene de bu konularda şiir yazmayı ve şiir okumayı da tercih etmiyorum. Yorum da yapmam o şiirlere..!
Bu yazdıklarıma- düşüncelerime ve şiire ve insana karşı duyduğum naçizane sorumluluğuma ters düşmeme sebep olur..
En azında yakın zamanda 100.000 yakın şehit verilen İran- Irak savaşındaki boş ve beyhude- sebebi ne olursa olsun her savaş gibi kazananı bile kaybeden hayatımızda sonuçlarını yakınan şahit olduk..evet çünkü ’’bir kişi öldürürsün adın katil olur ve bir milyonu öldürürsün adın Kahraman !’’ . Dünya tarihimiz bu kahramanlardan ! doludur…
Ne demiş güzel düşünür zira ki ’’savaşlar öyle insanlar arasındadır ki birbirini tanımıyorlar ama birbiri ile savaşıyorlar ve O insanların çıkarı için ki birbirini tanıyorlar ama birbiri ile savaşmıyorlar’’..!
Şimdiye soralım kendimize ki acaba o iki taraftan giden 100.000 kişi ne uğruna gitti ve kalanlarına yüreklerine ve hayatlaına ..veya sormayacağım çünkü politika yapmak istemem buradan..…! (ama yakında çıkacak olan şiir kitabımda bir iki şiirimde çok ciddi olarak bunlara değindim – ola ki değil sadece bizim insanımız belki dünya o şiiri okuyabilme fırsatı olur ve biraz düşünür ) o savaşı çıkaranların sonu ne oldu acaba..en azından ikisinin sonunu gördük..! diğerlerinin sonu da her sonda olduğu gibi elbet ki gelecek ..ama gene de umut edelim Kabil ve Habil’den gelme kavgalar ve savaşlar olmasın ki şehitler de olmasın..ki Kabil katil olmasın ve Habil de şehit..ikisi de kardeşimizdi ve ağabeyimiz çünkü..!
Ve eğer şehit olursa şayet dileğim şu ki o da sadece çimdeki canım mevsimi geçmekte olan Lale olsun…! Ki aslında O da olmasın..
O Halde Sn. Karahocagil benden gene ’’Demo Krato ve Likus’’ şiirinde niye yorum yapmadım diye ve siteme girip niye Hayyam ve Hemingway konuşturmuşum ve kendi yorum yapmadın diye dostane sitem edecek (kendileri iyi bilir daha iyisi oldu mu bir şeyin, iyinin susması gerekir, ve leffafede ve imada yorum yapmak da bir çeşit yorum demektir )
dolaysıyla bu şiiri için yorum bekleyecek..ama düşüncem ve şiirdeki şahsı amacım bunların ötesindedir ve beni anladığını da eminim ki sözümün muhatabı sahip dildir ve ehli yürek ve kalem inanıyorum..
Ama dersin ki gene bu şiir ne ..? ? bendeniz hem doğunun hem de dünya şiirini yakından takip eden ve nacizane bir şeyler ( çeviri- şiir- hikaye vs..) de ehli edebin pişgahına sunan ve her şiire de yorum yapmak istemeyen - evet bu şiir bu konuda yazılan iyilerinden…..tasvir ve tema ve anlatım da kendi çercevesi içinde iyi..!
Ama gene de arz ettiğim gibi kim ne yazacaksa yazsın saygı duyarım - ama ben okumak istemem ne olur..
Başarılarınızın devamını diliyorum
Saygılarımla,
Behruz Dijurian
TÜM YORUMLAR (12)