Batan güneş gibi Şiiri - İlyas Kaplan

İlyas Kaplan
1263

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Batan güneş gibi

veren de O, alan da O,
biz Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz

bütün yollar ölüme çıkıyor aslında
insan ölümü unutsa da ölüm insanı unutmuyor
doğumla başlayan dünya hayatı
ölümle son buluyor bir gün
aslında her doğum, ölümün ilk habercisi
aslında ölüm, doğum kadar hayatın doğal gerçeği

biz doğduğumuzda ağladık
ölünce güler miyiz, ağlar mıyız
onu da ölünce göreceğiz
ölüm bir alem değişikliğidir aslında
geride bırakılan dostlar için üzücü de olsa
neticede buluşacağız bir zaman sonra

kutlu zeminde ölümü özlemle beklerken
başımızı dik
Allah’tan geldiğimiz gibi
O’na dönmez isek
emaneti yüklendiğimiz gibi nasıl yükleneceğiz
cennetin gölgeliklerini
omuzlarda ağırlık, kalplerde kesif bir ağrı
nasıl taşıyacağız bu canı

kalp ve zihin haritasında
dünya bir gurbettir
gerçek yurda
özlenen sılaya
sonsuz hayata uğurlanıştır ölüm

sonun başlangıcıdır
ilk alemi dünya olanların
son ve gerçek karargahıdır
rüyanın gerçeğe, gölgenin surete
fenanın bekaya dönüştüğü bir boyuttur ölüm

dünya yürüyüşünü sona erdirendir
duyu organlarının, zihinsel tasavvurların
akıl ve tefekkürün
sükun halidir
nihai noktasıdır

her yeni doğanın,
mutlaka başına gelecek tek şeydir
mutlaka adım atılacak sonsuz bir hayatın habercisidir
cennet ve cehennemin ilk kapısıdır
büyük mahkemenin kurulacağı gündür
cürümlerin, günah, haksızlık ve tuğyanların muhasebesidir
ölüm bir son değil
yeni bir başlangıçtır aslında

bir nevi, hayatın safhalarından biridir
dünyaya gelindiği andan itibaren ölümün gölgesinde yaşar insan
nice sevdiklerini yitirir
ölümün soğuk nefesini yüreğinde hisseder
derinden yaralanır
hasretlerine dayanamayıp ağlar senelerce
gözyaşı döker sabahlara deyin

ölüm gerçeği ile baş başa
her bir ölüm acısıyla daha da metanet kazanır insan
kendi ayakları üzerinde durabilmeyi
hayatın zorluklarına karşı mücadele edebilmeyi öğrenir
ölümün gölgesinde
hasret ve hüznü iliklerine kadar hisseder
ölüm bir sınavdır aslında
elbette sabredenler kazançlıdır

vuslatın gözyaşıdır ölüm
bir rahmettir
göz ağlar, kalp sevinir
gözyaşları kalbe koyulan sevgidir
şefkat ve merhametin bir göstergesidir
ilk kavuşmanın muştusudur
muhammed mustafanın gözyaşları misali

Allah’ın bir vaadidir ölüm
istisnasız herkes için geçerli
en tartışmasız gerçeğidir hayatın
bir ayrılık değil
tekrar buluşulacak güne ümit beslemektir
ölüm bir vaaz, nasihattir
toprak altında çürümeyi daima hatırlatır
hazları tahrip eder acıyı hissettirir ölüm

korku ve ürperti ile ölümden kaçmak
görmezden gelip unutmaya çalışmak
en büyük bedbahtlıktır
ölümden kaçıp sonsuzluğu arayanlar
fanilik kafesine hapistir aslında
Hakka ram olup rıza göstermeyenler
yaşadığı her an derin bir ıstıraba sürüklenir
içten içe kemirir onları ölüm

batan güneş ve ay gibi
solan çiçek
yaşlanan varlık
hayata veda eden canlı gibi
eskiyen ve çürüyen eşyalar gibi
hep faniliği haykırır

kimileri için ölüm hissedilen ıstıraptır
dipsiz ve karanlık bir kuyuya düştüğünde yaşanılan çaresizliktir
kavranması mümkün olmayan bu yok oluştur
kimilerine göre sonsuzluk düğümünün çözülüşü
varılan yegane kurtuluş kapısıdır
ebedi saadet güneşinin doğuşu
ufuklarda beliren kızıl şafak vaktidir

aslına rücü etmenin ilk yoludur ölüm
bedenden çözülüp toprak, hava, su ve ateşle karışıp
ruhu Mevla’sına ulaştırmaktır
aslına kavuşmanın süruru içinde
sevgiliye vuslat gecesidir ölüm

ölüm bir ayrılık bir firak değil
sevenin sevdiğine kavuştuğu lika kapısıdır
sevgiliye açılan yoldur
ruhun beden zindanından kurtuluşu
kafesteki esaretten tahliyesidir
geldiği hakikat alemine kanatlanıp gitmesidir

ruhun da ayrı düştüğü semalara kavuşmasının hasretidir ölüm
batan güneşin yeniden doğması gibi
doğmayı gördükten sonra
batmaya da mazhar olmaktır ölüm

ölmeden evvel ölmektir
ebedi kalınacak aleme hazırlanmaktır
ruh bedenden çıkmadan ölüm hatırlamaktır
ölümü hayatın içine dahil etmektir
doğumla başlayan serüvende
ebedi aleme yol alan bir rotadır ölüm
Seven ve sevilenin kavuşmasıdır
Rabbine müştak ruhun
vatan-i aslisine dönüşüdür

kimilerine
her an ensede bir canavar gibi
her an peşinde bir karabasan hissi
ölüm korkusudur aslında her korku
acıdır ölümün acımasız yüzü .
kimilerine
salt yok oluş değildir aslında ölüm
sonsuzluk arzusuyla yola revan olup
yolcu olmaktır

faniliğin ve hiçliğin idrakine varıp
ölmeden evvel ölmenin sırrına vakıf olmaktır,
benlikten kurtulmak
masivayı gönülden çıkarmaktır ölüm
hakikat sırrının denizine dalmaktır

sırrın tecellisine varabilmektir
merhale merhale
renk renk esvabına bürünerek
kemale doğru seyr-i sülüktür
tekkeyi terk etme
hiradan inmenin vaktidir ölüm

ölümle ilgili son sözü
hiç şüphesiz azrail söyleyecek
-dünya hayatın buraya kadar.
şimdi sonsuzluğa yürüme vakti…

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 8.5.2022 18:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan