Oltaya gelmiş bir palamut sesinden:
merhaba lüfer,
sen, denize düşmüş gümüş bıçak gibi, parlayıp geçerken gözümün önünden
derin ne kadar mavi, mavi ne kadar vurgun, vurgun ne kadar da yorgundu
ve ne kadar keskin aşk çarpmasıydı bu, bir bilsen…
Ah, Günebakan! zamandan bezmiş,
Güneş'in adımlarını sayar;
Gezginin yolculuğunun bittiği yerin,
O parlak diyarın peşinden koşar;
Genç adamlar tutkudan sararıp solar orada,
Devamını Oku
Güneş'in adımlarını sayar;
Gezginin yolculuğunun bittiği yerin,
O parlak diyarın peşinden koşar;
Genç adamlar tutkudan sararıp solar orada,



