Başkaldıran Sarı Başaklar

Katılaşmış yürek değil, bendeki şu ezik yürek
En azından
Hüznü hisseden
En azından
Bataklığı gören
En azından
Tevekküle, yazgıya
İnanmayan bir yürek
Benim
Gerçekliğim budur işte
Bir elimde
Mehtabını dünyaya yansıtan
Ay
Diğerinde
Çiçekleri sen kokan
Bir dünya düşünüyorum hep
Birde
Her lokmasında
Mazlumların hakkı olan
Zenginlerin
Şatafatlı yaşamını
Gözleyen
Kıvrım kıvrım yaş döken
Çipili ve melü olan
Gözlerimin içi gülse
Birde
Her canlının
Yaşama hakkını ciddiye alan
Bir felsefem ve hiç bitmeyen umutlarım var benim

Bir elimde tüm köylere, kentlere, kıtalara bedel
Sevdanın, sevginin mizanı
Diğerinde
Geç kalınmış
Kızıl günlerin
Şafağından
Aydınlığı
Gülüşüne öykünen
Doğacak güneş
İstiyorum
İyi anlaşılmalı
Benim sadakaya
Zekata
Cennete değil
Benim
Ekilecek toprağa
Bir avuç tohuma
Bir kıvılcım ateşe
Biraz da adalete
Bir nebze mutluluğa
Benlik sarayına değil
Başımı sokacak kadar
Bir sığınağa
Bir yere
İhtiyacım var
Birde şu seven
Yüreğim içimde olsun
Bir ineğim
Bir kedim
Bir karabaşım olsun
Birde güzellkleriyle
Yıldızlar, ateş böcekleri yoldaşım olsunlar isterim

Bir elimde, dağ eteklerinde kavisler çizerek, çağlayıp
Mecrasında akıp giden
Susuz topraklara nehir
Taşımak
Diğeriyle yüreğimden
Bahara
Rengârenk
Kelebekler uçurmak istiyorum
Göğün masmaviliğine doğru
Ne çok istiyorum
Ne çok
Evi
Yuvası yıkılmışlara
Naçarlara, umarsızlara
Yoksul köylülere, işçilere
Yol, su, aş, ekmek getirmeyi
Tarlalarda
Başkaldırmış sarı başakları görmek istiyorum

Mehmet Çobanoğlu
17.01.2019
İstanbul