hiçbir aşk sonu hüzün olsun diye başlamaz
lakin hep çıkmaz sokakta takılır kalır
sonra
nedense hemen yeniden taze bir aşka başlanır
kör bile düştüğü çukura bir daha düşmez ya
aşığın başı hep havalarda
ayağı da çukurlarda dolaşır...
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Murathan Mungan' ın çok ünlü ve çok tutulmuş bir dizesi vardır, bilirsiniz.
'Ben sende bütün aşklarımı temize çektim.'
İşte sanırım bizi yanıltan bu güzel umuttur.
Oysa aşk yaraya gebedir. Yeni aşkta eskiler temize çekilmez, aksine ruhumuz yeni yaralarla daha bir zedelenir.
Yeni yara dediğime bakmayın. Yeni yara diye bir şey yoktur, ilk aşktan sonra.
İyileşecek diye umduğumuz eski yaranın üzerinden giren ve onu kanatarak büyüten bir neşter vardır sadece.
Hele hele ayrılık kendi özel soğukkanlılığını kazanmadan, cankurtaran muamelesi yaptığımız aşklar vardır ya.. hani o, dayanılmaz acının verdiği feryatla 'Yetiş ya Cebrail !.. ' diye ölçmeden biçmeden gözü kapalı kollarına atıldığımız...
En tehlikelisi budur.
Ortada bir cankurtaran simidi vardır varolmaya.
Ama büyük olasılıkla tam ortasından kesiktir, hatta belki her milimi delik deşiktir.
Peki şimdi ne yapmalı.
Aman Allahım.
Alınması gereken güzel bir ders var şiirinizde. Tebrikler, sevgilerimle.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta