Başımda tatlı,ılık bir rüzgar esiyor

sokakları süsleyen loş lambaların ışıkları
akşamın renklerine vuruyor
yok oluncaya dek
hafif bir rüzgar esiyor ,
gecen gri benliğinde...

deniz kıyılarında karanlık çok ürkütücü
kumsalda bilinmeyen ne hayaller
geceyi bağrından yaralayan.
bakire bir hatıraya en gizemli anlarla dokunuyor
farkında olmadan

hala ısrarla kendimi suçsuz zannediyorum
yaptıklarımı sorgulayacak maneviyatta değilim
akıl sır erdiremediğim istifhamlar yüklüyüm
hiçbirinin anlamı yok
çünkü her biri cevapsız bende

deli dolu bir ateş ki sineye düşmüş
delice yanar, dumanları yükselir
göklerin ortasında, kaybolur nefes nefes

aşk denilen her şey mazide bir yerlerde kaldı
tutkudan daha önemli şeyler var romanlarda
çoktan tükenmiş ilişkiler yumağı
kurulan hayallerin hepsi
malum sebeplerden azat olup gitti
sonu belirsiz bir yolculuğa çıktı

hangi ekimdi
hangi kurşuni geceydi
peri masallarıyla süslü
bir şarkı sözüydü
şehrin loş caddelerinde çalınıp duran

tatlı bir sükunet
hüküm sürer içimin iklimlerinde
ılık bir rüzgar eser şimdi

o kadar çok hatırlanacak anı var ki
geçmişte yaşanmış bitmiş
evrenin bir diğer köşesinde tekrarlanacak
bir tiyatro eseri gibi

redfer