16 Nisan 2013 Salı 04:07:25
Dizi Film İzler Gibi; Her Günün Verimliliğine Ayrı Kitap! .
Kişisel Başarın İçin Okuyacaksın ve ANADOLU DA KAZANACAK! .
= 000.025 =
Kişisel Başarı Çizgini Tanı ve ANADOLU ÇİZGİSİ; ÖZÜ TANI! .
Dizi Film İzler Gibi; Haftayı Kitap Heyecanıyla Beklemek! .
..
Karar Kılanın Gereğinde; Çiçeğe Sunulan Cömertlikteki Sevgi: Başarı Habercisi!
= 000.000.127 =
Mücadeleci İnsanların Hayatında Çiçeklerle Doldurduğu Güzel Bir Bahçesi Olur!
Ufkumuzda Doğan Yeni Bir Düşüncede; Yeni Bir Hayat ve Çiçek! .
= V =
Bir çiçeğin varlığına sunulan, cömert yaklaşımda: başarı haberi! .
..
Tüm şairlerin ve şiir sevenlerin
mübarek Ramazan Bayramı’nı kutlar;
sağlık, mutluluk, başarı dolu günler;
hoşgörülü ve sevgi dolu gönüller dilerim..
..............***.........
01.10.2008.salı
..
Karar Kılanın Gereğinde; Çiçeğe Sunulan Cömertlikteki Sevgi: Başarı Habercisi!
= 000.000.005 =
Mücadeleci İnsanların Hayatında Çiçeklerle Doldurduğu Güzel Bir Bahçesi Olur!
Ufkumuzda Doğan Yeni Bir Düşüncede; Yeni Bir Hayat ve Çiçek! .
= V =
Bir çiçeğin varlığına sunulan, cömert yaklaşımda: başarı haberi! .
..
12 Nisan 2013 Cuma 10:46:26
Dizi Film İzler Gibi; Her Günün Verimliliğine Ayrı Kitap! .
Kişisel Başarın İçin Okuyacaksın ve ANADOLU DA KAZANACAK! .
= 000.019 =
Kişisel Başarı Çizgini Tanı ve ANADOLU ÇİZGİSİ; ÖZÜ TANI! .
Dizi Film İzler Gibi; Haftayı Kitap Heyecanıyla Beklemek! .
..
herşey yolunda diyordu..
çok zaman sonra, yanlış bir yolda olduğunu anladığında çok da erken değildi ama bazı acı gerçeklerine veda edebilirdi.. etmedi.. yanlışsa da doğruysa da bu benim yolum dedi ve devam etti..
az zaman sonra, aslında o gitmek istediği yolun; hayatının en büyük hayal kırıklığı olduğunu öğrendi.. geri dönmek istedi ama bunu gurursuz bir başarı olarak gördü ve kabullenemedi.. yıkık dökük de olsa kaldığım yerden devam edeceğim hırsıyla yeni hayatına alışmaya çalıştı.. olmadı nitekim..
..
işte o bunlarla yaşarken; acı gerçekleriyle savaşırken benim yaptığım tek şey onu derin sevmekti..
..
Kendini Gerçekleştirmek
Maslow’un ihtiyaç hiyerarşisi piramidini bilirsiniz; piramidin tabanında en temel ihtiyaçlar (Fizyolojik ihtiyaçlar; nefes alma, yeme, içme, sevişme) var, bunlar karşılandıktan sonra; Güvenlik ihtiyaçları (Kendini, ailesini ve toplumu emniyet içinde tehlikeden uzak tutma isteği) bunlar da karşılanınca; ait olma ve sevgi ihtiyacı (Başkaları ile ilişki kurmak, bir yere ait olmak ve kabul görmek) bunlar da karşılanınca; Diğer (Prestij, başarı, yeterlilik ve tanınmak) karşılanınca; en üstte kendini gerçekleştirme (Kişisel başarı, kişisel tatmin ve kişinin kendi potansiyelini açığa çıkarması) var.
İnsanın kendini gerçekleştirmesi nihai hedef. Bu da kişisel başarı ve potansiyelin açığa çıkarılması ile oluyor. Nihai hedefe insanın kendisine ulaşması doğal ihtiyaçların karşılanmasından sonra oluyor. Yunus’un “İlim kendin bilmektir” hakikatine ulaşmak gibi.
İnsan bu ihtiyaç sıralamasında nerede olduğunu kendisi bilir! Tüm ihtiyaçları karşılanmalı ki insan kendini gerçekleştirme, potansiyelini açığa çıkarma aşamasına gelebilsin…
Temel ihtiyaçlarını karşılanmadan kendini gerçekleştirmek isteyen insanların garip halleri dikkat çekiyor, sırıtıyor. Hatta acı bir tebessüm ettiriyor! Bu çaba ile çokları bir şeylere ezbere taraf oluyor ve taraf olduğu şeylerin peşinden koşuyor! İlim sahibi olmadan insanın kendini gerçekleştirmesi mümkün olmuyor! Ezber ve taklit de sahte bir görünüm veriyor! Ezbere taraf olmuş olanlar zaten papağan gibi aynı öğretiyi devamlı tekrarlar durur. Kapılarını ezberlediği, öğrendiği ilim haricine kapamış olanlar, gelişemiyor, üretemiyor; üretse bile zaten ezberin dışına çıkamadığı için üretim taklidi oluyor. Bu da “Kendini gerçekleştirme” kapsamında olmuyor! Üretim, üreteni ele veriyor! Söz, sahibini ele verir…
..
İltifat Rotası..!
İnsanlar birçok konuda birbirlerine ihtiyaç duyarlar; duygu, hikmet, nasip gibi. Bunlar insanoğlunun en büyük ganimetlerindendir. Yaptığımız her işin en iyisini yapma arzusu içinde olmalıyız. Hangi iş olursa olsun özveri ile yapılan bütün işlerde rıza-i ilahi vardır. Gerek dünyevi gerekse uhrevi yapılan güzel işleri takdir etmek bir nevi yeni ufuklara yelken açmaktır. Güzellikleri takdir çoğaltır, yergi ise azaltır. Şunu açık açık ifade ediyorum ki, insanlara teşekkür etmekten aciz olanlar Allah’a şükür de edemezler. Abartmamak kaydı ile iltifat, puslu gönülleri cilalayan, kıvamı ziyadeleştiren bir meziyettir. Atalarımız da bu yüzden olsa gerek '' Marifet iltifata tâbidir'' demişlerdi. Takdir edilme duygusu gönülleri dinlendirir ve emek sahibine doping etkisi yapar.
Gereksiz ve yıkıcı yergiler, hiçbir sorunu çözmediği gibi kırgınlıklara da zemin hazırlar. İşin özü her şeyin güzelini yapanı gördüğümüz anda takdir ve tebrik etmektir. İltifatı geciktirmenin ezikliğini yaşamamak için bu işi peşin yapmalıyız.
İnsanları yaptıkları işlerden daha çok takdir edilmemek yorar. Nedense biz insanlar yergi konusunda bir hayli cömertken, iltifat konusunda bir o kadar cimriyiz. İltifatın dağlar ağırlığındaki yükü üzerimizden alarak bizi dinlendirdiği aşikârdır.
Olgun insanların gayesi, dayanışma ve üretkenlik ruhunun geliştirilmesi olmalıdır. Pusulamız başarı, rotamız iltifat, hobimiz paylaşmak, fobimiz yergi olsun. İltifat rotasında kadim dostluklara yelken açmak dileğiyle..
SALİH KOZAN
..
Zaferler umutsuz,tükenmez sende
Başarı alınır, çıkmaz o tende
Sevdayı vermişsin, sarsan o bende
Kavuşmak sevgidir, seven gönülde
Bahattin Tonbul
4.5.2013
..
Size
mutlu bir gelecek sözü veremiyorum
Bir dost selamı
alırsanız
Bir mutlu gelecek
Bir gönlünüzce yaşam
Ve başarı dileği
..
Şirin öğrencime başarı aynasına ithaf
Şehirlerden bir ayna yansıtır sevgi kentlerini
Eskimez özlemlerin geçim olur güzelliklere
Yoksul olmaz kimse senin dünyanda
Dünya ile dünyan arasında tutulur yeni yaşamlar
Adın hep dostluğun sevgi mevsiminde sıcak bir ömür kalır
..
SEVGİNİN GÜCÜ
Sevgi yoksa,başarı arama işinde.
Sevgi yoksa.mutluluk arama evlilikte.
Sevgi yoksa,içtenlik arama arkadaşlıkta.
Sevgi yoksa,iletişim yoktur insanlar arasında.
Sevgin yoksa insanlara,git dağ başında yaşa!
..
Tükenen kum taneleri
Azim karanlığındaki ışıltı başarı
Fethedilen benlik
Sevgi tükenen
Başarmalı
Hep bir adım önde
..
hep hayaller kurarız
hep ulaşılmaz sanırız
aslında biraz özveri
biraz sabır
getirir bize hayallerimizi,
mutlu olmak isteriz
mutlu olmayı bilmeyiz
..
Hayat bizi örseledi, bıraktı;
Bir müddet rotamız şaşırıverdi.
"Bu ortada kalsın" dedi, bıraktı;
Ne hezimet ne de başarı verdi...
21.09.2010
..
60 yaşına girdin ama...60 yaş gibi gelmez bana...
Senin de vardır 3 yaşın herkes gibi...doğum. gönül, zekâ...
Sağlık-afiyet-başarı-neş’e-mutluluk dilerin sana
İyilikle kal, güzellikle kal, esenlikle kal...xxxxlâ...
..
Fakat 1973 yılında, bu grupla da yol ayrımına gelirler ve koparlar.Aynı yılın ağustos ayında üçüncü evliliğini, ilerde Oğlu Emrah’ın annesi olacak Feride Balkan’la yapar.O sıralar Ersen’le çalışan Moğollar grubu yine bir anlaşamamazlık yüzünden 29 Eylül Cuma günü Ersen’in işine son verdikleri açıklarlar ve 29 Eylül 1972 Cumartesi günü CEM KARACA- MOĞOLLAR ismi altında birleşirler.Aralarına katılan Binali Selman’ın katılmasıyla renk kazanan bu grup, sözleri Emrah’a, müziği Cem Karaca’ya ait çok güzel bir beste olan “El çek tabib” le beraber çalışmanın ilk meyvesini oluşturur.Her geçen gün,müzikal olarak birbirlerine daha çok alışan Cem Karaca ve Moğollar, çalışmalarına son hızla devam ediyorlardı. Cem’in yeni bestesi “ Namus Belası “ plağı 1974 Ocak ayının son günlerinde piyasaya çıktı listelerde ilk haftalardan itibaren bir numaraya yerleşti,Azeri etkilenimli son derecede yakalayıcı melodisi ile ve 6/8 lik ritmiyle herkesin dilindeydi çok büyük başarılara imza atan bu grup, Cem’in eski arkadaşlarıyla yeni bir sözleşme yapmasıyla nihayet buldu ve CEM KARACA-DERVİŞAN topluluğu doğdu.Şubat 1975 de bu değişim sürecinin ilk olgun meyvesi olan “Tamirci çırağı” şık bir kapak tasarımıyla piyasaya çıktı.1979 başında Amerika Birleşik Devletlerine giden Karaca yurda döndükten kısa bir süre sonra eşi ve oğlunu da alarak İngiltere ve Almanya’ya gitti. Eşi Feride,de Cem’in başka bir kadınla ilişkisi olduğu şüphesi doğmuştu, oğlunu da yanına alarak Türkiye’ye döndü. Eylül ortalarında Türkiye’ye dönen Karaca, Uğur Dikmen’le beraber albümdeki parçaların altyapısını ve şan partisyonlarını kotaran Karaca, klavyelerin ve vokallerin kaydedilmesiyle beraber 1980 yılının başında Almanya’nın yolunu tuttu.Cem’in Almanya’ya gitmesinden bir kaç ay sonra Uğur Dikmen, dönemin ünlü müzisyenlerini bir araya toplayıp, kendi klavyesiyle Karaca’nın da sesinin bulunduğu bantlara diğer enstrümanları da kaydederek albümü piyasaya çıkardı. Davulda, Cezmi Başeğmez, Basta, Melik Yirmibir, Gitarda, Berk Yenal,Flütte, Levent Altındağ ve Sazda, Osman Bayşu’nun bulunduğu bu albüm,1980 yılının Temmuz ayında sadece Almanya’da “Hasret” adıyla plak ve kaset formatında yayınlandı. 12. Eylül.1980 darbesinde Cem çalışmaları sebebiyle Yurt dışında bulunuyordu 12 Eylül yönetimi Askeri Hizmetler Koordinasyon Başkanlığı aracılığı ile bir bildiri yayınladı Şanar Yurtatapan, Melike Demirağ, Sema Poyraz, Selda Bağcan ve Cem Karaca’ya yurda dönüp teslim olmalarını, aksi takdirde vatandaşlıktan çıkarılacaklarını ihtar etti.15 Temmuz 1981 tarihine kadar ülkeye dönmesi için süre tanınmıştı,suçsuzluğunu ispat etmeye çalışan Karaca’nın tüm gönderdiği savunma ve kanıtları ile Annesi Toto Karaca’nın çabaları hiçbir şekilde kabul görmeyince ve verilen tarihe kadar yurda dönmediğinden, Cem Karaca Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Almanya’da çok sıkıntılı günler geçirdi, Yurt içinde kaset ve plakları da yasaklanmış ve eşinden de boşanmıştı. 1987 ‘nin yazında yedi senelik bir sürgünden sonra, Turgut Özal’ın desteğiyle yurda döndü onu sadece çok yakın arkadaşları ve akrabaları karşıladılar. Türkiye’ye döner dönmez, Avukatı Turgut Kazan’la beraber Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu yapılan başarılı bir duruşmanın ardından aklanıp, Türk Vatandaşlığına kabul edildi.1987 sonbaharında Cem Karaca’nın dönüş albümü “Merhaba gençler ve her zaman genç kalanlar” piyasaya sürüldü ve büyük bir başarı elde etti.1990 senesinde uzun zamandır yapmadığı bir işi yaptı ve bir müzik yarışmasına iştirak ederek Altın Güvercin Şarkı Yarışmasında “Yahya,Yahya “ adlı bestesiyle birinci oldu.Aynı sene 12.albümü “yiyin Efendiler (Yağma Sofrası) piyasaya çıktı.1994 senesinden 1996 yılına kadar bir ulusal Tv.de proğram yaptı ve sahne çalışmalarını birlikte yürüttü ve bu arada da, İlkim Hanımla (soyadını şu an hatırlayamıyorum) yeni bir evlilik kurdu. 07.Şubat.2005 tarihinde ardında kalıcı eserler bırakarak hakkın rahmetine kavuştu ama…maalesef ki, o derin sessizliğin içinde kendisini rahat bırakmadılar ve DNA testi için mezarını açtırdılar.Şimdi sanıyorum ki ruhu dinlenmiş olarak engin maviliklerde yüzüyordur. Rahat uyu benim ilk gençlik dostum ve arkadaşım Muhtar Cem Karaca….
..
Şikayetler
Başarı ve becerilerin
Ezdiği zayıflıkların
İşaretidir ispatıdır
2017.Turhal
..
Kadın değerini bilmeyen beyler
Sözüm sizleredir dinleyin biraz
Sadece saygıdan sesimiz çıkmaz
Biz kadınız köle değiliz beyler
Gücünüz sadece kaslardan gelir
Akıl dersez bizde fazlası vardır
..
Başarı zeki insanların işidir
Çünkü:
Azim gayret sabır ve çalışma
Onların ekmeğidir emeğidir
2017.Turhal
..