Başarı ya da başarısızlık,
Önce inançla başlar.
Bir işi başaracağımıza,
İnanır ya da inanmayız.
Her iki durumda da haklıyız.
Bir şeyi başarmak için,
Gerekli ustalık ve kaynaklara,
..
bilim belli ki bizim belleğimiz
bebekken başlar benliğimiz
boşadır bizim beklediğimiz
başarı boynumuzda birikimimiz...
..
Mücadele başarı buraya kadarmış
Ortalık hep maskara kaynıyor
Şiirden şairlikte batsın yere
Bu dava kendini omuzlayacak yiğit arıyor
..
Fiilî Dua Etmezsen
Sebeplere başvurman şarttır, başarı istiyorsan.
Sözlü duan yetmez ki, fiilî dua etmezsen.
Berlin, 2 Ağustos 2011.
..
Savaşta kazanılan başarı,
Bir kaybediş öyküsüdür daima...
Ankara,24/6/03
..
SÖZ
Sözü törpülemeden salma dilden dışarı
Cesaretin koynundan neşet eder başarı
TER
..
Hoşgeldin çocuğum! ..Utanmadan sıkılmadan şöyle haykırmak isterdim: Sana özgürlük ve barış içinde yaşayacağın sevgi dolu cennet bir dünya bırakarak gidiyorum.Asla gözüm arkada kalmayacak. Ne mutlu bana ki, içinden sürekli bir nehir gibi sadece başarı ve mutluluk akan bir dünya bırakarak gidiyorum canım kadar çok sevdiğim bu ülkemin en değerli varlıkları olan çocuklarıma..Hoşça kalın ben öldüğümde asla arkamdan ağlamayın, düğün bayram yapın, gülün eğlenin hep böyle olun her gününüzde..Ama siz de ölürken, hep böyle güzellikleri bırakın arkanızda..Size de çocuklarınız dua ederek,mutluluklarını katmerleştirerek gülen yüzleriyle arkanızdan tebessümleriyle sizi sonsuzluluğa mutlu bir şekilde gönderebilsinler.Ne düşünüyorsak ve neyi hissediyorsak öyle yaşayarak bu dünyada bir şeyler bırakarak geldiğimiz yere geri döneriz, emanetimizi teslim etmek için. Bütün mesele bu emanetle iyi şeyleri, iyi hizmet vererek yapabilmektir.Sahip olduklarımızı, bencilliğimizi ve vurdumduymalığımızı bir tarafa bırakarak, paylaşırken,ya da ikramda bulunurken, sevgimizin içtenliğini hissettirerek o iç huzuru birbirimize tebessüm eden gözlerimizin içinde yaşamalıyız ki şükürlerimiz birlikte anlam bulsun..Bu vermede ve de almada hiç kimse asla İncinmesin,alınmasın ve de kırılmasın..Zaten bu dünyada hiçbir şey bizim değil, bir süreliğine bize emanet edilmiş olan her ne varsa, ihtiyacı olanlarla paylaşarak yaşama sevincimizin ve enerjimizin boşalan bölümlerin dolumunu yeniden gerçekleştirirken düşünce,duygu ve bedenlerimiz arasındaki alışverişlerinde bir kopukluk ve aksama olmasın yeter ki diyedir bütün çabamız..Bir kez bu akışımdaki devrelerde aksama,arıza oldu mu hemen hastalanarak insanlığımızdan uzaklaşmaya başlıyoruz maalesef...Hadi bunları düşünebilmek ve hissedebilmek için konsantre olalım.Hep birlikte transa geçelim.Deneylemelerimiz de bir ömür sürsün.İçimizdeki keşifle yeni bir dünya yaratalım, çocuklarımıza bırakacağımız en güzel ve de en büyük miras bu olsun diye...
..
… Şair, Şiir Yorumcusu, Tiyatro Oyuncusu ve Yönetmeni...Amasya’lı Sanatçı…Orhan BOL ve AMASYAŞAT Başkanı Müzeyyen KESKİN ile Söyleşi…
Amasya../ Merkez de doğan, Karadeniz yöresinde tanınan ve sevilen bir sima değerli sanatçımız hem çok güzel şiirler yazan, şiir yorumlayan, tiyatro oyuncusu, Yönetmen, Tema gönüllüsü, kişiliği ile beyefendi ve başarı cizgisi yüksek. Zaman zaman film ve dizilerde rol alan genç ve başarılı sanatçımızı Orhan BOL tanıtacağız..
Müzeyyen KESKİN: Merhabalar hoş geldiniz… Orhan BOL kimdir; Biraz bahseder misiniz. Biz biliyoruz ama bilmeyen okurlarımız için tanıtır mısınız kendinizi..
Orhan BOL: Merhabalar hoş buldum…1968 yılında Amasya/ Merkez de soğuk bir kış günü dünyaya geldiğimi söylemişti rahmetli babam... İşte o gün bugün hep aynı nokta üzerinde dönüp duruyoruz...
İlk, orta ve liseyi bitirdikten sonra ticaret hayatına atıldım. Uzun yıllar ticaretle uğraştım. Bu arada Açıköğretim Fakültesi Halkla İlişkiler bölümünü bitirdim. Şu an aynı fakültenin İktisat bölümü üçüncü sınıf öğrencisi olarak öğrenim hayatına devam etmekteyim.
..
Dostun bahçesinin gülleri sarı
Girdim çıkamadım aldım hasarı
Bu nasıl bir plan nasıl tasarı
Elli ton geliyor derdin basarı
..
İçimizdeki Zincirlenmiş kapıları açarken, bizi bekleyen yumruk halinde dört el bileğini tutan kişi sessizce – “ Kol olmaz ise, bilek olmaz” diye düşünür ki… Bu dört yumruk, öyle sıkı sıkı bağlıdır ki yaşama, yaşam ona birlikteliği tattırmıştır. Birinci yumruk, aile bilek koludur… Aile, sevgi, hoşgörü, saygı’yı oluşturmuştur…. İkinci yumruk meslek bilek koludur. İş yaşamının getirdiği risk, çalışkanlık, başarı ve bilgiyi barındırır… Üçüncüsü çevre bilek koludur ki işte …………? ? ? ? ? ? ? ……! ! ! …………. İçine alır. Ve sonuncusu en önemlisidir… dördüncü yumruk kişisel bilek koludur… Hem kendini kapsar, hem ailesini kapsar, hem meslek ve çevresini kapsar…
İnsanın kendisini anlaması ve anlatabilmesi için, yazılı ve sözlü kendini ifade edebilecek yetenek ve becerilere ihtiyacı vardır… Kimliğini tanıması ve bilmesi gerekir.Çalışma tercihi etrafındaki insanların etkisi ile olmayacağı gibi kendi inisiyatifine kalmalıdır. İçinde olduğu durum ile kararları zirveye taşımak ve yaşatmak çabasıyla sağlıklı güneşin parıltısıyla gümüşümsü bilezikler takılabilsin… Engellere odaklanmak yerine Kendini bilerek ve tanıyarak odaklanmayı gerçekleştirmektir…. Sonradan pişman olmamak için, gereken baştan söylenmez.. Mantıklı düşünüldükten sonra yazılı ve ya sözlü birliktelikler yaşanır.
Yaşadığımız ve yaşattığımız durumlar, yaşadığımız ve yaşattığımız duygu ve düşüncelerimiz, Alacağımız veya alamadığımız kararlar korkularımızda saklıdır…. Herkesin fikirlerine saygı duyulması ve yardımsever, paylaşımlar ile birliktelik yolunda yürünmesi ve herkesin bir hikayesi olduğunu unutmadan zarafetçe destek ve çare bulunulmalıdır….
Herkesin hikayesini okumdan sakın geçmeyin. Bu kaleleri, bu kaleler biraz geçmiş, biraz gelecek ve bira da bugün korkuyordur.
BİLGİ
..
Hayatını bir çırpıda silip attığın günden beri “DUYGULARINIDA” da içine atıp o sandığı kapattığını biliyor musun? ... İçindeki “GÜZELLİKLERİNDEN” her an her saniye başkalarına şarj aletlerini veren insan değil misin ki! ... Susuyorsun... “SORAN VE SORGULAYAN” sen değil miydin? …
En kötü günlerinde “AYAKTA KALMA ÇABAN” ile ilerlemek istediğin zamanlarda düşme sakın. Belki kaldıran biri olmaz. Yada bir gün düşersen eğer o an sen de kalkamayabilirsin. Sen içinde yaşattığın “DÜŞÜNCELERİN” ile bunu gerçekleştirmişsindir. Nice “ANLAMSIZ” günlerini anlamlaştır. Geleceğe bir merdiven koy. Seni bir yerlere çeken o içindeki insanı sevdiğini söyleyen değil misin? Yani içindeki kendine “DÜRÜST” ol. Yolunu nereye kadar götüreceğini düşün. Düşün ki sen kendinsin. Başkası değil. Lütfen bunu “ÖZVERİ” ve “OTO KONTROL” altına aldığın hareketlerinle duygularınla başardığını unutma... Uzun yıllar geçti. Hayatından zamanı birer birer alıp götürdü. Belki hayatın yönlerini seni nasıl değiştirdiğini düşünmedin. Aslında şu ana kadar hep başkalarının altında olmak senin canını sıkıyor. Belki kendi başına bir şeyler “BAŞARMALISIN” Şu ana kadar kendin için bir şeyler yaptın mı? ...
Çocukluğundan beri “GÜÇLÜYÜM” oyununu oynuyorsun.. Kendin için bir şeyler yapmalısın. “FARK YARATMALISIN”... Başkalarının kuklası olmaktan sıkıldığını biliyorsun. Kendi kendin olmalısın... “KARARLI” bir insansın. “ENDİŞELERİNİ” yenip, “NEFRETİNİ” kontrol altına almalısın. Ve “DÜRÜSLÜK ilkesiyle… İncinmeden hayatını yönlendir. Köhne endişelerin altında “NEZAKETLİ” dayanışma içerisinde ol. MUTLULUĞU” yakala...
Kendine Doğru soruyu sorduğunda –“Nasıl bir ruh halindeyim...Başarılısındır…Mutlusundur.”
BAŞARI: Ne İstediğinizi bilmek, yaptıklarınızın sonuçlarını fark etmeyi öğrenmek, harekete geçmek, peşinde olduğunuz sonuçları alıncaya dek davranışlarımızı değiştirmeye hazırlamaktır.
..
Türk milleti bireyliğimin vatandaşlık hakkına, düşünme zamanı misafirimdir: hukuku, vicdanı, ödevi, görevi, sağlığı, güveni, inancı özgür ve mutlu! Suç ise işlenen, toplumun huzuruna gölge olamayacak kadar, özgürce cezayı haklanmayı bilmeli.
Türk varlığım, bireyliğimi vatan bütünlüğünde yücelmektir! Bu hakkımın efendisiyim bilincini taşıyan hür sözüm: Yüce Türk milleti adımdır benim! Milletin refahı ve huzuru yaşam kaynağım! T.C. vatandaşıyım! Atatürk benim vatan yüreğime başöğretmenim! Allah benim ruhumun sahibi, vatan şahitliğime öz güvenim! Eğitim ve güvenimdir vazgeçilmezlerim! Ulus dilim Türkçe, ulus varlığım Türk milleti ve bütünlüğüne bölünmez vatan birliği ödevim! Atatürk benim, uygarlık tarihi ve geleceğim ebedi! Allah benim, elçileriyle yaşam gücü eğitimi peygamber ocağım! T.C. Atatürk ve Ordu sevgisi varlığımı saygı koruduğum vatanım! Budur insanlığa ilerleyiş bilincim!
Misafirler gelir gider, özü yaşar ebedi! Kötülükler olabilir, kötülükler yöresel belireceği ile, kötülüğü yok etmek diye, düşünmeye sağduyu önemi kazandıracak hayra yönlendirme yeteneğimi emeğe birleşmektir. O bunu dedi, şu bunu etti dağınıklığı ulaşılmak istenendir veya ulaşılacak olacağı haldir. İroniyi severiz. Medeniyetimiz aşk medeniyetidir. Bu huy ve hallerin, sempati ile antipatiliği ve tekrara düşkünlük doğasıyla antipatiliği anlatmak hep önem ve hep olay hali düşünülerek anlamıyla kazandırılmalı. Kötülüğün bir kaçı vazgeçebilir hali istisna olarak bilineceği gibi. Eğer tecrübe edinildiyse, devamına ve bir başka yörede de önlenmesi için haberdar olma bilinci yaygınlaşmalı…
Ezberci değil, vicdan eşliğinde de düşünen olmalı. Kural üretimi kadar, kanun hazırlığı önlemi kazandırılmalı. Kurala dikkat ve kanuna uymak terbiyesi sürekli eğitim korunan bir hissiyat olarak güçlenmeli. Anayasa hep taze aşk heyecanıdır! Aşk tartaklatmaz kendini! Bireylik duyarlığı için millet sevgisi hep öncelik olacak!
..
Ağlamakmıdır tek çözüm,
Sevgiyi bulamayınca.
Sevmekmidir tek başarı
Ağlamaya kavuşunca..
..
Umut Var, Huzur Var ve PAYLAŞIMA DAHİL İNSANLAR VAR! .
Güzelliğin yaşandığı ve paylaşımın sürdürüldüğü bir gündü! . Ve nihayet yalnız kalmak için illaki ayrılığın yaşanmasına gerek yoktu! . Ve insan, düşünce ayrılıkları ve düşünce farklılıkları ile istemeden ve farkında olmadan bir ayrılık yaşıyor gibi değil midir? . Bu düşünce farklılıklarında uyumlu olan ve dostluğu yaşayan insanlar da yok değildi! . Aynı düşüncede, kişisel gelişimine önem veren insanlar birbirlerine karşı sorumluluk duyuyor ve beraberce kişisel gelişim çizgilerini genişletebilmek için birbirlerine yardımcı oluyorlardı! . Ne güzel şeydi öğrenmek ve öğrendiğini insancıl düşünce çizgisinde paylaşmak! . Öğrenmek; kendi başına yeterli bir mutluluk vesilesi idi ve paylaşıverince insan, sosyalleşebilmenin sevinci de kalplerde iz bırakıveriyordu! . Öğrenmenin umudu; yarınlara daha da artan bir güvenle huzuru davet ediyordu ve birbirlerini anlayan duyarlılıklar arasında yaşanan iletişim, kişisel başarı adına yeni ufukları gözler önüne seriyordu! . Kişisel gelişim çizgisinde ilerleyenler yine azimli olacak yarınlarımızda da ve çoğalan insanla ve de umudu paylaşan insanla, maneviyatın hazineleri içerisinde, hem kendine ve hem de yurduna yararlı olabilen, hizmetkarlığı görev bilen asil insanların çabası mutluluğun mimarı olmaya devam edecekti! . Yeter ki öğrenme adına çaba harcayan olalım ve paylaşalım yine örnek aldığımız büyüklerimiz, örnek aldığımız öğretmenlerimiz gibi! . Paylaşımın yolu açık, insanın yolu açık ve gelişim, umut içinde çizgisini muhafaza etmeye devam edecek daima! . Sevinen ve sevindiren, paylaşan ve paylaştıran insan ile; yarınlar, ANADOLU TEBESSÜMÜNÜN DAİMİLİĞİ İÇİNDİR! . { Kaleme Alan: Kemal KABCIK - ANTALYA - 05.12.2012 16:43 }
..
Vakit Var, İnsan Var ve KAZANAN YİNE ANADOLU OLACAK! .
Odasının dört duvarıyla barışık olan, bir yalnızlığı vardı onun da! . Şikayetsiz, yalnızlığını verimli kılacak arayışlar içerisindeydi! . Bir kitap ile yalnızlığı verimli kılmak çok güzeldi, fakat insan, sarf ettiği sözler ve gerçekleştirdiği davranışlarla kendi gibi olmalıydı ve kitap anlatılarının ötesine geçerek, insan kendi hayalini yaşayabilmeliydi azim göstererek! . Payına düşen yalnızlık, onun istediği değildi, kader onu yalnız bırakmıştı! . Oysa bir gönle girerek, sevmek ve sevilmek isteğinde olan idi, herkes insan gibi! . Bir yalnızlığı vardı ve yalnızlığını şafağa taşıyacaktı yine azimle! . Şafak vaktinin umudu, bin bir hayal sunuyordu insana, cömertlik içerisinde! . Önemli olan akşam vaktine kadar bin bir umudu yitirmemek ve bin bir umut ile hayatın sürekliliğinde,hayatını doya doya yaşayabilmekti! . Şafak vakti umutla dolan kalbi, ebediyet için muhafaza edebilmeli ve insan daima pozitif olabilmeli idi! . Vesveselere kapılmamalı ve insan başarının ince ayrıntılarını düşünebildikçe, niçin ziyana uğrasındı ki? . Dört duvar arasında, kalbimizi geniş bırakabilmişsek sevgiye ve insan varlığına, insan niçin tedirginlik yaşasındı ki? . Her şey yerli yerinde ve başarı, belki de tek adım yeterli olacak kadar kolaydı! . Önemli olan meselemizin özüne inebilmek; ANADOLU TEBESSÜMÜNÜN DAİMİLİĞİ İÇİN! . Çok şükür; BUGÜN YİNE ANADOLU TEBESSÜMÜNÜN DAİMİLİĞİ İÇİN: SAYGIDEĞER ÖĞRETMENLERİMİZİN PEŞİNDE İZ SÜRME ÇABASINDA OLAN, BİR AZİMLEYİZ! . SEN ÇOK YAŞA EY ANADOLU veSİZLER ÇOK YAŞAYIN EY ANADOLU DOSTLUKLARI! . { Kaleme Alan: Kemal KABCIK - ANTALYA - 06.12.2012 05:09 }
..
Başlanılan uzun yolun yolcusu
Sonların nerede senin
Kader dediğin bu yolun sonu
Sen ki; başarı mahkumu...
..
Yalnızlığın verdiği arayış; yine bir kitapçı dükkanının önünde duraklamıştı, kitap sevgisi yüzünden! . Bir türlü atamıyordu kalbinden kitap okuyabilme aşkını! . Okumanın vereceği umutlarla yüzleşmek istiyordu! . Düşünmek, düş kurmak ve yaşamak istiyordu insanlığı insanca! . Umut nakledebilmeyi de arzu ediyordu kalpten kalbe, gönülden gönüle! . İnsan insana yine yeniden bir kez daha umut ve yine yeniden bir kez daha başarı! . Ömür biter, yol bitmez! . Bir cümlenin umudu kalbe siner ve adımlar insan sokakları ve de vuslattır insanın beklentisi! . Yare kavuşmak ve sorumluluk ateşinde usul usul kendini bulmak ve adanmak yar bellenen güzelliğe! . Güzellikten bir beklediğimiz var hepimizin, peki ya güzelliğin bizden bir beklentisi var ise! . Beklediğini yaşamak mı istersin, beklenileni yaşatmak mı istersin? . İşte, yine düşünce durağı ve illaki biraz mantık ve çokça gönül vereceksin sevdiğine! . Birazcık alacak, kucak dolusu yansıyacaksın güzelliğe! . Bir anlık mutluluk için, asırlarca düşünmek olsa sevda, adanabildiğince ve kendi mutluluğunu en arkalara atabildiğince güzelliklerdeki umut senin, hayattaki heyecan senin ve hayat devam edecek yine son sıraya attığın ve adanmaların gereğinde ilk sırayı sevdiklerine verebildiğin sürece! . Bu da bir yaşam, bu da bir hayat ve var olmanın değil, var edebilmenin heyecanı sarıyor bedenimizi ve bir dost kalem yazdığı kitap ile yine yeniden bir kez daha motivasyon, yine yeniden bir kez daha umut oluveriyor kalplerimize! . Yürüdük ve yürüyeceğiz kaderimizin çizgisinde! . Kimi zaman bir kitapçı dükkanının vitrininde duraksama ve biraz düşünce gücü ve de biraz düş gücü ve yine yeniden bir kez daha hayata atılan azimli insan, yine umut ve yine huzur olacak insanlığa! . { Kaleme Alan: Kemal KABCIK - ANTALYA - 19.11.2012 06:50 }
..
O’na değil, bana gel; ben anlatayım incinmeden ve incitmeden varlığın manasını! . Ben; incinmemeye alışmak zorundayım ve kendimi geliştirmeliyim bu çizgimde! . İnsanlık halidir, derim ve insan yanılabilir, insan hata işleyebilir, diyerek, kalbimi geniş tutmaya ve her insana kalbimde yer vermeye çabalamalıyım ben! . Yanılana ve hata işleyene umut olabilmek; İNSANLIK GÖREVİMİZ Değil midir? .. Ben de yanılgısız ve hatasız değilim! . Ben, bana hoşgörü ile yaklaşım gösteren, bağışlayıcı büyüklerimin takdiri ile bir şeyler öğrenebildim ve bağışlanmış olmamı muhafaza için, ben hizmet vermek zorundayımdır bir şekilde! . Bana gel ve bana söyle aşktan yana, insanlıktan yana umudunu ve beraberce uzlaşmanın yoluna duralım ve çok geç olmadan şu insanlığa beraber umut oluverelim! . Var oluşumun tüm olasılıklarını gözden geçirerek ve olumlu-olumsuz tüm tepkilere hazırlıklı olarak, bir şeyler yapabilmelidir DOSTLUĞUN DAİMİLİKLERDEKİ TEBESSÜMÜ ADINA! . İNŞALLAH BAŞARI ve İNŞALLAH BAŞARININ MUHAFAZASI! . DOSTLUĞUN TEBESSÜMÜ DAİMİ OLUVERSİN İNŞALLAH! .
{Kaleme Alan: Kemal KABCIK – ANTALYA - 20 Eylül 2012 Perşembe 04:39:15}
..
30 Ağustos ta Gn.Kr.Başkanlığı görevini,Orgeneral İlker BAŞBUĞ'a devrede
cek olan Yaşar BÜYÜKANIT Paşa bu gün itibari ile çeşitli kurum ve ilgili makamlara veda ziyaretlerine çıkmağa bşladı.Bilindiği üzere Pasif bir
Gn.Kr.Başkanı olan ÖZKÖK Paşadan devraldığı bu onurlu görevi,BÜYÜKANIT
son 2 yıldır yürütmesine rağmen terör odaklı profesyonellikte beklenen başarı
yı ne yazık ki sağlayamamıştı.Yani o da pasif olarak kalacak akıllarda.
-Bunun mantıksal açıklaması kanımca Ordu da öncelikle yaş sınırlamalarının
yeniden dikkate alınması gerekliliğidir.Askerin hayatı yoğun eğitim/çalışma /
..
Demet demet çiçeksin gözümde
En iyi meleksin bir kere
Muhteşem bir başarı sendeki
Erişemez kimse senin gibisine
Tanırım seni iyi birisin genede
Arkadaşlık bile bir sevinç seninle
..