BAŞARI ŞİİRLERİ

BAŞARI ŞİİRLERİ

Kemal Kabcık

Şu Zamanda; Her İnsana Bir Söz Hakkı Tanımış Öğretmenlerimiz! .

İnsan olarak; hepimizin bir sorumluluğu var şu yaşadığımız çağda! .
İnsanın üzerine düşen sorumluluğu hakkıyla öğrenebilmeyi iste ki;
Sorumluluk bilinci adına, paylaşabileceğin güzelliklere kavuşuver! .
Öğretmenlerimizden nasip dağıtandır; sorumluluk ve başarı adına! .

..

Devamını Oku
Hüseyin Durmuş54

Değerli dostlarım. Uzun bir yaz tatilinden sonra okullarımızın kapıları eğitim öğretime açılıyor. Anasınıflarında bu sene yeni gelecek olan çocuklarımızın eğitime kazandırılması, bu çocuklarımızın eğitime hazırlanmaları için ön hazırlıklar yapılacak. Birçoğu anaokullarından gelen ve eğitme yabancı olmayan çocuklarımızın dışında, ilk defa ilkokula gidecek olan öğrencilerimizin de olduğu ve bir haftadır okula alışma eğitimine tabi tutulan çocuklarımızla birlikte 20. Eylül. 2010 tarihinden itibaren ilköğretim ve lise öğrencileri eğitim öğretime başlayacaktır. Yaklaşık olarak 17.000.000 gencimiz 2010-2011 eğitim öğretim yılına başlayacaklar.
Yine bir telaş, yine bir heyecan, yine bir takım burukluklarla bir eğitim öğretim yılı başlayacak. Bazı çocukların tüm istekleri yerine getirileceği için sevinç yumağı içerisinde eğitim öğretime başlayacak. Bazı öğrencilerimizin ise ailelerinin ekonomik güçlerinin yetersizliği nedeniyle istekleri bir anda karşılanamayarak daha ilerideki aylara aktarılacağı için eğitime buruk başlayacak. Sevinç ve hüzün yumakları aynı sınıf içerisinde bir eğitim öğretim yılının sonuna kadar sürecektir. Ama sevinçli, ama hüzünlü fark etmeyecek. Aynı sınıfı, aynı havayı, aynı öğretmeni paylaşarak geçirilecek bir sekiz aylık süre var önlerinde.
Hiç kimseye nasihat verme düşüncesinde değilim sevgili dostlarım. Ancak eğitimde öğrencinin, öğretmenin, okulun bir sacya ayağı oluşturduğunu düşünürsek; eğitimin önceliği sanırım ortaya çıkacaktır. Sekiz aylık bir eğitim öğretim sürecinin yabana atılacak bir düşünce olmadığına inanıyorum. Eğitim öğretimin temel taşı olan, onlar olmadan eğitimin olmayacağı öğrencilerimizi büyük zorluklar beklemektedir. Yağmurda çamurda, kışta kıyamette, yolların uzun zaman karlarla kapalı olduğu; uzun zaman yolların açılmasını bekleyen insanların olacağı eğitim öğretim tabii ki kolay ve rahat olmayacaktır. Zorlu bir eğitim ve öğretim yılı hem öğrencilerimizi, hem öğretmenlerimizi, hem velilerimizi, en önemlisi okul yönetimini beklemektedir.
Sevgili dostlarım. Geleceğin gençleri, vatanı emanet edeceğimiz bu gençler için siz velilere büyük görevler düşmekte. Aynı zamanda bu gençlerimizi de büyük sorumluluklar beklemektedir. Bu seneki eğitim öğretim yılında velilerimize düşen görev ve sorumluluklardan başlamak istiyorum. Buna göre:
1- Öğrenci velilerimizi 2010-2011 eğitim öğretim yılında çok zor bir yıl beklemektedir. Birçok velinin; günümüz ekonomik şartların zorlukları karşısında veli olarak görevini çok kolay bir şekilde yerine getirebileceğini söylemek sanırım kolay olamaz. Ancak bütün bu olumsuzluklar karşısında bile velilerimizin; canla başla çocuklarına ve eğitim öğretime karşı görev ve sorumluluklarını en iyi bir şekilde yerine getireceklerine inanıyorum. Velilerimize bu konuda başarılar dilemek isterim. Ancak velilerimizi bekleyen sorumluluklardan da söz etmeden geçemeyeceğim. Buna göre:
a) Velilerimizin bir yanlış uygulama yapmamasını istiyorum. Çocuğunun okula gitmesini ve başarılı olması durumunda ise ona bir takım ödülleri vereceğini söylemesi bana göre büyük bir yanlıştır. Velilerimizin asla çocuklarının başarı durumunu bir ödüle bırakmamalıdır. Ödül sözü yanlıştır.
b) Velilerimiz; okul, veli ve öğretmen ilişkilerine çok dikkat etmek zorundadır. Öğrencisinin başarısını artırmak, derslerinin başarı durumunu kontrol etmek, okula olan devam devamsızlığı konularını takip etmelidir. Eğer öğrencinin sorunları varsa onarlı çözme yollarını aramalıdır.
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Tabiri caizse Ata; ateşi eli ile tutmuştu. Kendisi açısından olup biten, yoğun bir stres kaynağıydı. Kişilik ve menfaatler çatışması gibi hissileşmelere götürülecek bir yüklenişti. Eleştirelliğine açıkça vurulacak, yumuşak karın noktasını oluşturacaktı. Yine de Gazi’nin tercihi, ufuk alınıştaki devlet adamı olmanın sanatçı (yaratan) kimliği idi.

Bunları şimdi bile okuyup görünce, Gazi aleyhine vahameti anlamamak, dinamizmi sıradan bir vaka gibi değerlendirmek olurdu. Bunlar insan doğasının bizi yanıltan bir tutumudur. Bu yüzden de kendi küçüklüğümüzle; ” Atatürk olmasa idi bile, başka Atatürkler olurdu” deme banalliğine düşerdik. Zaten Atatürkler olsa idi, Atatürk olmazdı! Yani bu durumlara da Atatürkler sayesinde düşülmemiş olurdu! Atatürk’te iyi bir zabitan olarak kalırdı. Zaten günün zemini de; eğer Atatürkler varsa idi de, zaman ve zemin diğer Atatürklerin içinde, zamana ve zemine en dek düşeni, etkiyip etkilenen cevap olaraktan(tepki) , seçilecekti. Oysa koşul, bildiğimiz, bu ATATÜRK'Ü seçmişti! Demek ki Atatürkler yokmuş. Bu söylem bir yanlış anlama da olmayıp, hatta fikir de olmayan, bir fikir özgürlüğü de olmayan; “Atatürk olmasa idi bugün aynı düzeyde ve daha iyi olurduk” deme gaflet ve mantık absürtlüğüdür! Bunun cevabı mümkün mü? Deli saçması bir anlama ve anlatımdır.

Sorgulamak yanlış değil. Burayı görmeden sorgulamak olguyu görmeyip, hayaller var edip, hayallerde yaşamaktır. Halamın bıyığı olsa, halam amcamdı, der gibi bir şey. Ne yazık ki halanız amcanız değil. Amcanız olmadığı içinde, halanızdır! Bunu değiştiremezsiniz. Siz de halanıza amcanıza davranır gibi değil, halanız olarak davranıyorsunuzdur! Gerçek bu. Realite bu. Hayatta olaylar yaşanıyor, sonra onun düşüncesini öğrenmek üzerine devam ediyor. Yani MUSTAFA KEMAL olarak Kurtuluş Savaşına giriyor, bu biçimi yaşıyor, ATATÜRK olarak sürece dahil olup, zaman ve zemini etkileyip değiştiriyordu. Savaş öncesinin Mustafa Kemal'i bu süreci yaşamasa idi, süreç sonrası hem yoktu, hem de süreç sonrasını yaşayamazdı. Mekanik savaşın öncesi Mustafa Kemal vardır. Savaş sonrası bambaşka, aynı fiziki görünümlü, ama ATATÜRK olarak etkileyip, etkilenen; olay ve olguları başlatıp, süreçleşen; yol alıp, yol veren; Atatürk vardır. Bu aynı zamanda farklı bir önderlik sürecidir de.

Şimdi konunun genel değinme açılımından sonra, Mustafa Kemal'in içinde bulunduğu bir toplumsal ulusun şaha kalktığı sürece, sanat yaratan bir olgunlaştırma ile nasıl yaklaştığına kendimce değineyim. Eylemleriyle yer yer sanat oluşa yönelir. Ve yer yer de; sanatın maharetçi temasında bulunan Gazi’nin anlam ve anlatımları sanatken, benzer istiklal savaşı yapmış olanlardan, yine benzer eylemli, benzer andırışçı kişilerin dahi, bizim devrimlerden ayrışır olan yanlarını, belirtmeye gayret edeyim.
..

Devamını Oku
Cahit Karaç

- Hak ve hakikate inanmak isteyene kendi vicdanı yeter.

- Birini eleştireceksen önce git aynada kendine bir bak.

- Haksızlık; haklıyı haksız, güçlüyü güçsüz eder.

- Hukuku yücelten adalet, alçaltan menfaate dayalı yapılan vicdansızlıktır.
..

Devamını Oku
Mehmet Arslan 3

Gülmezsen nasıl anlarım, Senin insan olduğunu, Nasıl yansır dışarıya, Ruhunun güzellikleri,
Canın her şeyi gülmektir, Gülmektir geriye kalan, Yüzünü asmak gurbettir, Gülebilmek gerçek sılan,
Yüzün gülsün ki her zaman, Cesaret versin sözlerin, Bedenin güler o zaman, Güler gözün, özün, tenin,
Gülmek ki sonsuz saadet, Gülmeliyiz gün aşırı, Gülmek ki gerçek adalet, Gülmektir asıl başarı…
Gülelim sular durulsun, Gülelim sırlar bilinsin, Gülelim canlar sevinsin, Gülmek kurtarsın dünyayı…

Samsun-1978
..

Devamını Oku
Nuray Zaralı

Sevgi yoksa,başarı arama işinde.
Sevgi yoksa.mutluluk arama evlilikte.
Sevgi yoksa,içtenlik arama arkadaşlıkta.
Sevgi yoksa,iletişim yoktur insanlar arasında.
Sevgin yoksa insanlara,git dağ başında yaşa!
..

Devamını Oku
İsa Kantarcı

ödenecek bir bedel yoksa
hiçbir başarı yoktur
acı; aslında gökyüzüne ait
bir uçurtmadır
arada kayıp girer gönlümüze…
..

Devamını Oku
Hasan Güçlü

Derinlerden gelen bir ses vardı.
Kulak kesildim sözlerine:
“Geleceği gözleri gibi” diyordu.
Durdum ve yazmak istedim:
O yeşil gözlerdeki parlaklığı,
Başarı dolu geleceği…
..

Devamını Oku
Cem Han

Şansın akar sular gibi çağlasın,durmasın.
Sağlığın,asırlık zeytin ağaçları gibi olsun uzun yaşasın.
Gönlün yeni açan çiçek gibi olsun,solmasın.
Yaşamı paylaşmak istediklerin yanında olsun kaybolmasın.

Hayat sana daima gülsün,güldürsün,
Mutluluğun bitmesin hep sürsün
..

Devamını Oku
Süreyya Aktaş

Güneşi tut elinle yüreğine koy…
Ümidin bir parça yem olsun kuşlara…
Lütfedersen eğer başarı karıncalarına…
Ürkekliğini savur toprağa ek gönlünce…
Memnun isen yaşamın renginden…
Sabahı bekle, şarkı söyle özgürce…
Esrarengiz gizemin yolculuğunda
..

Devamını Oku
Cengiz Çetik

Daha önceki yazılarımda da sizlere; veli ve öğrenci davranışlarından söz ettim. Ama unuttuğumuz bir saçayağı daha var ki bazen dilimizi ısırıyoruz söylememek için. O da bazı öğretmenlerimizin çocuklarımıza olan olumlu ve olumsuz etkileridir.

Veliler sorumludur. Çevre sorumludur. Peki burada öğretmenlerin ne kadar sorumluluğu var? Ne yazık ki artık kendimizi de sorgulamalıyız. Bu sorunun çözümünde kimin payı varsa herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Yoksa yarınımız olan gençlerimizi kaybederiz. Birileri bu oluşumda suçlu, ama kim? Suçlu olan ayağa kalksın.

Çuvaldızı başkalarına, iğneyi kendimize saplayarak; gerçeği göremeyiz. Yanlışlık varsa, nerelere kadar uzandığını araştırmak, bulmak ve düzeltmek hepimizin görevidir. Velilerden, çocuklarına yanlış davrananlar yok mu? Mutlaka vardır. Bu kadar insanın arasından tek tük yanlış davrananlar olabilir.
Peki ya emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin söz ve davranışları, çocuklarımızı ne kadar etkiliyor dersiniz? Bunu bir annenin sözleriyle daha iyi anlayabiliriz. “ Okuldan eve gelince, ben ne söylersem söyleyeyim kulak arkası ediyor. Ama öğretmeninin gözüne girebilmek için, benim daha önce söyleyip de yaptıramadığım şeyleri bir çırpıda yapıyor. Şaşırıyorum.” Evet. Öğretmenlerimizin ruh hali, hareketleri ve sözleri ne kadar etkili acaba? Hiç düşündük mü? Bazen öğretmen seçeriz. “Benim çocuğum hassastır. Her öğretmen de okutmam. Çocuğumun dilinden anlayacak, onunla iletişim kuracak, onun konuşmasını, düşünmesini, yeteneklerini açığa çıkaracak öğretmen de okutmak isterim.” diye düşünenler yok mu?

..

Devamını Oku
Bayram Kaya

4-]Yukarıdaki söyleme göre, ‘eyleme geçmeden söyleş ilme bir özgürlük müdür, yoksa deli saçmalığı mıdır? İcraatı olmayan laf kalabalığı mıdır? İçsel düşünmeler, oluştuğu kaynakta kalabilen garip mutasyonlar olabilirler. Ama bir düşünce söylendiği zaman da, bir anlamı olmalı. Söylem, anlamaya ve düşünceye de hitap etse, devinmesi ile ve bir eylem oluşturması ile ancak bir bütündür. Yoksa iletiş meniz olamaz. Sırf siz, bir düşünce söylemi eyleme geçmedi diye; bu bir fikir özgürlüğüdür diye; anış ve anlatışla, bir söylemin, iletilme sağladığını veya iletiş meye açık olmadığını, anlayamazsınız!

Şöyle bir örnek vereyim. Size, bir istek olarak acıktım diyen birine, yiyecek vermediğiniz zaman, yani sözün iletimine değin oluşla eylemi sağlama oluşmadığı zaman dahi; düşünce veya fikrinizi veya söyleminizi gerçekleme özgürlüğü oluşmuş olacak, ama kişi acıkmamış mı olacak?

Sırf söyleminiz karşılık bulmadı, ya da karşılığı bulmak için eyleme geçmedi diye açlığın sağlanış biçimi, üretim biçimi, yok bir özgürlük mü olacak? Sözler eğer birilerine söylenme ihtiyacında ise eylem ve pratik için vardır. Düşünmeyi söyletmeme ve düşünceyi gereksinmeler durumunda serbestlikle giriştirir sınırlı sorumlu bir çığlama yaptırmayı özgürlükle karıştırmamalıdır.

Toplum olan her yerde, özgür eşme vardır. Özgürlük bağıntılı olanın bilincine varmaktır. Özgürlüğün bilincine varış ve özgürlükle muktedir olunuş ve özgürlüğün kullanımı, toplumsa olan güçledirler. Toplumlarda özgürlüğü herkes, çeşitli anlamayla ve muktedir olmanın ilgi ve yönelimlerin, eğimine göre kullanabileceği gibi, kıt kullanımı da olur. Ya da özgürlüğü hiç kullanamama gibi köleci durumlar da söz konusudur. Bu rejiminize bağlı bir durumdur, benim konum da dışıdır.
..

Devamını Oku
Jim Morrison

Sex, yalanlarla dolmuş,
Beden, gerçeği görmeye çalışsada,
Kurallarla bastırılmış olduğundan,
Beceremiyor! !

Bedenlerimizi, laflarla sakatlıyoruz,
Toplum, gerçekten hissettiğimizi,
..

Devamını Oku
Ramazan Çiçekli

Buz dağlarını aştım,donmuş okyanusların üzerinden.
Eşsiz yolculuğun sonunda sana ulaştım,
Kar fırtınaları arasında en karanlık ve
en soğuk kışı geçirdim.
Baharın rüzgarları bile kemik kıran.
Kar tavukları,kutup kedisi,kutup kurdu,
kutup ayısı ve buz öküzü,tek renk.
..

Devamını Oku
Hasan Taner

Bir basari öyküsünün baslangici ve sonrasi...
Yollar baslandigi yerden 0 km.dir.
Yollara düsülürken seyahat ekipmanlari kusanilir ve ihtimalli, edinilebilir, basa gelebilir diyerek yanina alinir.
Hep hevesle baslanir, hevesteki düsünce boyutunda sevinçler, düsünceler, iç kavgalar, niyeler, nasillar, nedenler kurgulanir ve kararlara parmak basilir.
Yol zaten vardir, sen baslarsan baslanir.
Baslamazsan zaten yol fikri zuhur etmemistir beyinde;
alalade düsünce avaminda uykuya devamdir siradanlik, herkes gibi yigin misalidir kaybolmusluk.
..

Devamını Oku
Sedat Demirkaya

nedendir bu çılgın koşu yeni başlangıçlara
iliklerine kadar kan ter içinde sevdalılar
laleler, güller, sislere bürünmüş ay
üzülürsün, geçer önünden kösteklenmiş bir bahar
fallarla uğraşmak zamanı değildir, başarı işte
etkileyici, hoş, sevgili...şimdi sıfatlar aciz
rengini almış gözlerinden bak şuracıkta uyanan deniz
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Böyle keşfedemezsin, derdin tedavisini,
Binlerce deney yaptın, ölçtün cahilliğini…

Başarı mı katarsın, dertlerin devasına?
Şifa mı oluyorsun, hastalıklarımıza?

Düşüncelerin yanlış, katletmekle olmuyor,
..

Devamını Oku
Ahmet Sargın

(Gülnihal Kızımın Anısına!)
Tazeyken çekip dalından aldınız
Vefasızlar gülümü kopardınız!
Dost kıramadım karşıma saldınız
Vefasızlar gülümü kopardınız!

Okula salmıştım büyüsün diye
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

İşte koruyamadık, cesetler ortalıkta,
Korunamıyorlardı, cehalet hat safhada…

Biz önemsemiyoruz çünkü utancımız çok,
Tek leopar kalmadı, itibarımız da yok…

Ele geçen cesetler, başarı sanılıyor,
..

Devamını Oku
Nesrin Pekinsel

Kendi kazdığı çukura düşenin başarısı,
O çukura düşene kadardır.
Çukurdan, yukarıdakilere bakar
Ve seni/beni görür;
Başın/m dik, güzel ve masum.
Söyle, kimindir başarı…!

..

Devamını Oku