Başabakan Erzurum’da Şiiri - Sevinç Kavuk

O alay ediyor, yoğun kalabalık alkışlıyor bu zavallılığı. Ulus varlığı sorumluluğu ağır mı geliyormuş, neymiş, anlayamadım, niye fakir mi büyümüşmüş diye… Ama bugün, bakın neredeeeen nereeeyyyeee deyip duruyor…. Sanki babasının hayrı varmış da onun için borç veriliyormuş gibi, pardon borç değilmiş ki… bu havasını öyle anlatıyor ki, gayet emin bir küstahlıkla babasının servetini harcıyor: bağış yapıyor, donatıyor parayla anaları, çocukları… iş yok… tek laf da etmiyor iş yeri olacağı konusunda… ama bu adamın parası varmış, esirgemeyecekmiş kimseye… Tanrım! Ne iğrenç, milletle bu alenen alay etme sapıklığı! Yazık! Günah! O kalabalıkta insanlığını seven de vardır kazara! Osmanlı’nın son dönemini bir daha yaşıyoruz. Halkın çoğunluğu vahşete hevesliymiş, durmadan halka sığınırım deyip duruyor. Peki! Hazır buna benim vatan yüreğim! Önce ama bir tek ricam var: Bir doktor muayenesinden geçsin Başabakan! Bir ekonomi nağmeli makam tutturmuşlar; ben satarım vatanı, vatan evladını yaşatan ana baba yüreğinin ırzını bile... Bu hükümete karşı alternatif bir parti yok. Bu Parti Türk milleti olacak öyleyse! CHP’den Baykal efendinin rapor hazırlaması olsa olsa bir tuzak olur! Eğer Anayasa mahkemesinde kaybederse, Türkiye bölünmüş olacak. Savaşma hakkı bile kullanılmadan teslim edilecek. Buna alıştırılıyorsa Millet, yanılıyor olmayasınız diye soracak yüreklilikler olacak. Ölümün böylesi de şereftir bana! DTP’den asla somut bir paket çıkmayacak, asla terörü durdurmayacak. AKP asla somut bir yanıt vermeyecek yaptığı anlaşmalardan. Demirel’den beri nasıl konuştularsa laf verişmelerle, nasıl alıştırıldıysa zamanının ırzını her kullandıkça alkışlamaya… Bunlar, milletin malını, canını, ırzını yorarak, insanlıkdışı bir siyaset ile bugün bu ülkeyi, yarın öbürünü parçalamaya ağız tadının çirkefliğini sürdürecektir… Dünya ülkelerini tehdit eden küresel güçlerden bahsedilirken kullanılan terimlerin başında ‘Tapınak Şövalyeleri’ kavramı gelir. Tapınak şövalyeleri ve onların hizmetkârı durumundaki küresel örgütlenmelerin oynadığı küresel oyunlar konusunda yönetenlerin mutlaka bilgi sahibi olması gerekmektedir diyor ‘psikolojik Savaş’ uzmanları. Ve yine diyorlar ki: komplo teorisyenlerinin eserlerinde CİA, Gladio, Haç ve Gül kardeşliği, Tapınak Şövalyesi gibi küresel güçlerden ve dünyayı yöneten Yahudi kökenli on ailenin varlığından söz edilir… Fert başına düşen gelir açısından çok zengin olarak görülen İslam ülkeleri, kendileri hiçbir şey üretmediklerinden aslında çok fakirdirler. Bunlar sadece tüketime güçlendirildiklerinden (AB, ABD, İngiltere gibi ülkelerde yatırım yapıyorlardı, Orta Asya için yatırıma yönlendirildiler) her alanda Şövalyelere bağımlı kalmışlardır. Çünkü, bu yenidünya düzenini, önceden bilinçli bir şekilde altyapısı oluşturulan banka ve finans ağı kontrol etmektedir…. Bütün bu devlet olma adıyla kışkırtılan besili terörle, sadece güçlü denilen ülkelerin Yahudi işgali altında oluşlarıyla uygulatılan: köle etme çabası. Sömürge ülke etmeye edecekler, başları ağrımasın diye köle kıvamına da diz çöktürmeliler. Asya ne diyor acaba? Bu eziyete yenilirsek eğer, onların burnunun ucunda olacaklar...