Sustuğumu gösterme bendime, tomurcuk tanesi olmadan derdime
Zaten yıkılmış yeterince, uçsuz sokaklar, bucaksız ırmaklar
Susamıştı deniz, gelmeni isterdi yıldırımla birlikte
Bir kıyamet koparacaktı, belliydi cüssesinden sesinden
Yalnızlığım, ah yalnızlığım, anlamayacak bizi kimse
Yıllar geçse de geçmeyecek yaralar bıraktılar derine
Geçer dediler, geçer gider, boğuşurduk gecelerce
Ne garip, ne geçip, ne de gidemediler, dinmediler
Fizana varırdı dumanı çeksem ciğerlerime, üfleyince
Anlatırsam, anıları biriktirince haber veririm
Ellerinin sıcaklığında ısınsam da yeterdi, dokunmadan
Kokun en güzeliydi, bilirdim koklamadan
Küstün mü hiç sevdiklerine, hiç dağlar aşıp gittin mi?
Hiç yaşadın mı ölümü yaşamadan, ölmeden yaşadın mı?
Kar ayazından sonra bahar gelir, açarsın yeniden
Tüm körelmiş duygulara hitaben, severken sevilen
Olmayınca türkümüz, ateşini yaktık çoban çeşmesinin başına
Çölleri ormana çevirdik oysa, oysa sevdik
Acı kadehimizde sarhoşluğunu yaşadığımız içkiydi
İçerdik şerefine, yudum yudum durduramazdık başa sarardık.
Kayıt Tarihi : 17.4.2020 23:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!