Karanlığın ortasında duruyordu barış kokan adam!
Elinde barış çiçekleri dilinde yaşanabilir bir ülke, yüreğinde umut güvercinleri uçuşuyordu.
Dört minarenin ayaklarını vurdular, "bizi ayaklarımızdan vurdular" diyordu.
Az sonra kendiside başından vuruldu.
Dört minarenin ayakları dibine yığıldı bedeni.
"Ne savaşlar ne tarihler gördü ama böyle bir ihaneti görmedi" diyordu.
O acı ihanetin gerçek yüzü ömrüne mal oldu.
Dört minarenin ayakları
Gibi kırdırdılar insanları birbiri ile...
Bu alanda savaş istemiyoruz.
"Tarihimize sahip çıkalım" diyordu.
Ama bu ülke Tahir'ine, Tarih'ine sahip çıkamadı.
Savaşın kurşunu onu tanıyordu.
İhanetin önünde dimdik duruyordu.
Solunda ihanetin kör kurşunu ona doğru koşuyordu.
Adreste Tahir Elçi'nin silueti duruyordu.
Onurlu insanların hakikatli durusu ve onuru her kursun sıkana bir tokat atacaktır.
Hakikatin ve temiz yüzün tüm katillerin çirkin yüzünü karartacaktır.
Fikrimin, özümün, yüzümün, dilimin temsilcisi ve barışın Elçi'si...
Savaş kokan bir ülkeye barış empoze eden onurlu adamlar tanıdım, tıpkı Tahir Elçi gibi...
Tahir Elçi; katilini çok iyi tanıyordu!
Kalleş kurşunun nereden geldiğini biliyordu..
Tarih; 28.11.2015 cumartesi
Kayıt Tarihi : 28.11.2020 20:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"İnsanlığın mirasçısıyım, mirasıma sahip çıkacağım" diyen, insan hakları savunucusu Tahir Elçi anısına saygılarımla...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!