Savaş içimizde, dışımızda
Barış içimizde, dışımızda
Seçenekler aklımızın ucunda
Aklımız çıkar yolculuğunda
Çıkar bencillik duygularımızda
Bencillik yaşamımızın ufkunda
..
Artık güzel şeyler konuşsak derdim,
Orda parmağı kopan çocuğu görmesem.
Yüzüne gözüne mermi bulaşan,
Henüz yıkanmamış bedenler var.
..
Barış diyorsun ya kardeşim;
Daha söylemeye başlamadan,
içinin ısındığı barış.
Perdelerini çektiğinde odanı dolduran huzura rağmen,
ışıklar söndüğünde ürküten karanlıklara meydan okuyan,
bir türlü dikiş tutmayan çığırtkan akıllara inat,
yüreğinin gördüğü aydınlıktır.
..
Sayfa yaz diyor
kalem yook yazmam diyor
-bak şimdi yutarım seni
hamm
diye
sen yaz ben aklarım seni
-yok yazmam
..
Son günlerde BARIŞ umutlarını çok abartanlar var. İşin bizzat içinde olmakla demokrasi güçleri olarak yanında olmak arasında fark var, onun için bu konuda fazla söz söyleme hakkını kendimde göremiyorum ama, içinde yaşadığımız şartlarda bu kadar iyimserliği de kabullenemiyorum.
En basit bir işte bile sözleşmeler yapıyoruz. Yapılan sözleşmelerin yasalara uyup uymadığına dikkat ediyoruz. Yasalara uymayan sözleşmelerin de işlerliği olmadığını biliyoruz.
Kökleri çok eskilere dayanan ve son 30 yılda sıcak savaşa dönüşmüş bir sorunun öyle karşılıklı iki taraf arasında yapılacak bir sözleşme ile BARIŞ’ın sağlanacağına inanmak garip geliyor bana…
Önce barış denilen şey eşit şartlarda imzalanır. Biri ötekinin elini ayağını bağlamışken barış nasıl olabilir ki?
Bir anayasa hazırlanıyor, bu anayasa da ‘’Tek dil, tek din, tek bayrak! ’’ maddesi değişiyor mu? Günlük hayatta da ‘’Tek dil, tek din, tek bayrak! ’’ ilkesinin korunmasını haykıranların bu konuda verecekleri söz varsa bile inanılır mı?
Barış anlaşmasının tarafı olan halkın seçilmiş binlerce temsilcisini serbest bırakmadan nasıl barış olabilir ki?
Bir tarafa ‘’Silahını bırak! ’’ diyeceksin ama seçilmiş temsilcileri bırakmaya yanaşmayanların barış arzusuna inanacaksın…
..
Halkın halkla beraber seller gibi coşması
Ayyıldızlı bayrakla sonsuzluğa koşması
Sevgi, huzur, güvenin yüreklerden taşması
.......................Çiçek çiçek mutluluk, güler yüzlü hürriyet
.......................Barış ve demokrasi gülümüz Cumhuriyet...
Nice yıllar geçti can, işte o güne erdik
..
Kelimeler şaşırdı
Sözü alan dağları aşırdı
Her şey birbirine girdi
Kelimeler artık eskisi değildi
Eskiden savaş savaştı
..
Yönetenler; yoksul hakkını her gün,
Yiyecekse eğer barış olur mu?
'Bu bizden değildir, edelim sürgün',
Diyecekse eğer barış olur mu?
Usta öldü, çürük yaptık binayı,
Rantçılar çoğaldı, çöktü sanayi,
..
Ateş ile su Barışsın bu gün Bayram
Maviye boyadım yüreğimi
Bu gün bayram
Barış ve bayram ve sevinç aynı renkte yüreklerde
Kulağımı göklerin sesine açtım
..
Gülmeye,sevinmeye,şetarete,barışa
Kardeşliğe metazoru var birde ceza!
“Savaş durmasın oluk oluk kan aksın
Bomba,kurşunlar yağsın ”diyenler var.
Halkları birbirine düşüren ırkçılar
“ Tek dil,tek din,tek millet ”diyenler
..
Barış olsun sevgi olsun
Barış çözüm olacaksa
Akan kanlar duracaksa
Eğer vicdan konuşmuşsa
İNSAN olduğunu untma
..
Sazlarla şenlensin bu güzel diyar
Gönlümün telini çalan eşsiz yar
Perişan halimi görmesin ağyar
Barış şiirleri yazalım şair……..
Sazımın sesini duymasın eller
..
Barış diye
Aklımın karanlığından
Kurtularak
Yaşamak yazmaktır
Hatırlamaktır
Hayata gülümsemektir diyorum
..
Eseridir işte vatan
Dünya hayran ATATÜRK e
Dahiliği hep dillerde
Dünya hayran ATATÜRK e
O cepheden, o cepheye
Vatan için koşturandı
..
.........BARIŞ.....
Bırak kini gelsen bize.
Dostluk için dosta karış.
Düşmanlığı oda verip.
Yalnız barış için barış.
..
Canımız yanıyor dur diyen yokmu
Ateş sardı her yanı söndüren yokmu
Mehmetciğim her gün şehit oluyor
Yürekler yanıyor söndüren yokmu
Şehidin son sözü vatan sağolsun
Kalleşlere artık dur diyen yokmu
..
Savaş Olmasın
Ağır bomba şimşek gibi çakmasın
Petrolün uğruna kanlar akmasın
Yavrular babasız bırakılmasın
..
Dünya barış konseyine
Neymegin
11-06-1986
Konseyinizin alacağı kararların heyacanını yüreğimde taşıyorum
Duygularımı ifade etmek istiyorum dileğim o ki sütsüz bırakılan bebelerin süt parasıyla insanlık katledilmesin çocuklarımızın derileri eldiven gibi soyulmasın insanlar dünyanın yemişlerini korkusuzca toplayabilsin SAVAŞ korkusu uykulara kabus gibi çökmesin bu gün barış güçleri dünyamızı kalıcı sağlam bir barışa ulaşa bilecek güçtedir inanıyorum ki barıştan çıkarı olan tüm güçler elele verdiğinde barışın kaderini SAVAŞ çılgınlarının insafına terk etmeyecek kadar güçlüdür
İnanıyorum ki GORBAÇOVUN önerileri hayata geçtiğinde bu güzelim dünyada babamızın evindeymişiz gibi yaşayabileceğiz
..
uzay çağında
devinim ışık hızında
yaşam mavzerde fişek olmalı adeta
yetişebilmeli zamana
kanatlanmalı kuş misali
mesela uçak olmalı
insanlığa paraşüt açmalı
..
Canmı dayanır artık burada durmaya,
çiçekler açarmı bu bahar
Barış toprak olduktan sonra.
Ozan şiiri neylesin,
bülbül güle ne söylesin
Barış artık olmayınca.
Mecnun'a Leyla haramdır artık
..