Bir şafak büyüyordu uzak dağlarda
bıldır doğmuş anasından, geceden
Uyumadan uyanmıştı İsmail
uykumsu bir düşünceden
El dayanmaz gözeleri seversin sen İsmail
Sonra birgün beni
bırakmak isteyeceksin
Ben istemeyeceğim
Sonra birgün ben bir
başkasını özleyeceğim
Hangi yamaçtan koparsa kopsun
Hep yüreğe düşer ölümün taşı
Kaldıramaz olur yükünü ama
Sessizliğe aktığında gençlik telaşı
Birin değil çoğun acısıdır
Çok işimiz var çocuklar.
Bu dağlar yeşillenecek,
bu köyler dirilecek,
toprağa can verilecek.
Seni unutmak halkım
seni, yol kenarında yatan
.......................................... bir alıç dalı gibi
unutmak –
Seni parlak fikirlerin ışıltısında
seni küçük işlerin kıvıltısında unutmak –
- Bir Haksızlık, Bir Yoksulluk, Bir Zulüm -
Bir çocuk doğacaktı üç yıl içinde
annesiyle birlikte bekleyecekti
ışıkları kapalı pencerelerde
Ölümün saçına duvak takıldı
Bir akşam güneşler batmadan evvel
Koynumuza sokuldu
Geline söz ettiler
Aşkı sormadılar
Nasıl sevindiler nasıl
duyunca tankların Bağdat'a girdiğini
Ne çok sevdiler ne çok
Irak’ın özgürlüğünü.
Satılmak sanattır beyler
Bir cırlangıç ötüyor yakın bir dalda
Uzakta bir dere çağıl da çağıl
Islık çalmak istiyor belki birimiz
Ölümün kahpesi de bu vakit vurur
Gecenin yanağı yanağımızda
- Bir Haksızlık, Bir Yoksulluk, Bir Zulüm -
Onların evleri var yavrum
bir uçtan bakınca derya deniz
öbür uçtan bakınca sedef bahçesi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!