Ve, indi Sure-i Enfal, sardı kutlu davet bizi,
Furkan, Allah barış yurduna çağırdı dedi, sizi.
İnsanoğlu gurur duydu bu ikramdan, bu izzetten,
Bize Fahri Kainat'ı da gönderdi o, rahmetten.
O, Resul ki altmış üç yıl hiç bıkmadan barış dedi,
Son nefeste Alemlerin Rabbinedir varış, dedi.
Bıraktı mı insan eser o davetten, o mirastan,
Bu yüzden bin dört yüzyıldır kaçamıyor, kandan, yastan.
Huzur denen küheylanın toynakları tuttu nasır,
İki cihan harbine müptela oldu son bir asır.
Hevesine lebbeyk demiş Kabiller anlar mı halden,
Kimi esaretten pay almış, kimisi istiklalden.
Felç olmuş bir yığın sözle tasvir etmek zor savaşı,
Oyuncağı kurşun yemiş bebeklerden sor savaşı.
O çocuğun kızıl kanla boyanmışken hafızası,
Nerde boğuldu insanlık, nerde Rahmanın rızası.
Nice masum can verirken her yatsı Gazze’de, Şam’da,
Kendimizde arasaydık suçu belki bir akşam da.
Nasıl ki on kardeşi yar etti Yusuf’u kuyuya,
Müsebbibi bizdik, Aylan bebek vururken kıyıya.
Barbar ismi koydu refah aradığın batı bize,
Telkin etti çökmüş ahlakı, maneviyatı bize.
Oysa birlik idi bizim reçetemiz, felahımız,
Niyeti kirlettik ve pas tuttu dua silahımız.
Camileri bombalayıp adını koydular mezhep,
Tekbir deyip, Allah evin yıkmak caiz mi ey merkep?
Fırka taassubu bizim göğsümüz üstünde çıban,
Bu yarayı çözmezsek ne Daeş biter, ne Taliban.
Sancak edip hakkın kelamın zalimler keserken baş,
Neden küçük işler ile uğraşır olmuşuz gardaş.
Terör cihan vücuduna kanser olsa, ölür barış,
Bu maraz alt eder bizi parsel parsel, karış karış.
Yekpare bir cisim olmaktır, bu asi derde deva,
Vahdet ayak altta kalmış, bu mu gördüğümüz reva.
Gayri ne manası keşfin, istiyorsa çıksın aya,
Bir ulusun, hamurunda barıştan yok ise maya.
Oysa birlik olsa kainatta, dirilse insanlık,
Zaman neyi eskitmedi ki, idrak etse bir anlık.
Keşke ibret alsa Karun’dan, yok olmuş Kavm-i Lut’tan,
Bir öğüt, bir nasihat Araf’tan, Nur’dan, Enkebut’tan.
Cümle ayet, nişan, Huda’nın beşerde temsilidir,
Barış, bu muharip evrende huzurun tescilidir.
Bizi harbe iten her şeyin, menşei nefsi heva,
Nefis eğer bütün pislikleri eylerse muhteva.
O alemin vicdanın öldürür elbet yavaş yavaş,
Tüm canlılar alemi çeker cezayı çıksa savaş.
Oysa haizdir elbet her filizlenmiş imanda sulh,
Ne güzel vasfetmiş ecdadım "yurtta sulh, cihanda sulh".
Zehirden acı ihtilaf, salmışsa zihinlerde kök,
Donmuş vicdanlar yüzünden, kavuşur bir gün yerle gök.
Hüküm sürdükçe savaşlar, sanma insanlık reşittir,
Barışın vücut bulduğu her yerde adem eşittir.
Denktir her ulus dünyada, aynıdır siyah ile ak,
Bu rengi veren ressamın, vardır bir bildiği mutlak.
Üstünlük yalnız takvadır, budur kainatın dengi,
Keşke birde biz barışla, korusaydık bu ahengi.
İrfanın çöktüğü her yer yıkıma kalmıştır gebe,
Savaşın yok gerekçesi, neden olmuş muharebe.
Sebebi teknolojiyse kalsın tüm kainat yaya,
Yeter ki, bu çeyrek asra barıştan çalalım maya.
Alalım ışık güneşten bütün tabiat can olsun,
Gelecek nesle kardeşlik, ceddinden armağan olsun.
Yazalım masal bir cihan, aksın her cümleden haya,
Yeter ki, bu çeyrek asra barıştan çalalım maya.
Vugar Savzaliyev
Kayıt Tarihi : 24.5.2017 14:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Denktir her ulus dünyada, aynıdır siyah ile ak, Bu rengi veren ressamın, vardır bir bildiği mutlak.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!