İki küçük çocuk konuşuyorlardı bu sabaha karşı bir yerlerde, belki daha gün doğmadan çok önce. Bir sahilde kumlar üzerinde. Yada köşebaşı duvarlarının gizli yanlarında, belki de bir çatı katının penceresi dibinde. İki geminin aynı palamarla bağlı olduğu bir limanda da olabilir. Tam anımsamıyorum. İki küçük çocuk; daha doğrusu konuşmuyor fısıldaşıyorlardı kendi aralarında.
İki küçük çocuk kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Biri elinde topladığı kır çiçeklerinin kokusunu diğerinin yüzüne doğru gülümseyerek rengarenk üflerken, diğeri de gökyüzünden topladığı ve avucunda sakladığı yıldızları karşısındakinin düşlerine serpiştiriyordu.
İki küçük çocuk kendi aralarında; oyunlar da oynuyorlardı.. Kumdan kaleler, heykelcikler yapıyorlar, heykelcikleri kendilerine benzetiyorlardı. Nehirler, denizler yapıyorlardı. Nehirlerin bulanık suları, denizlere akıyordu.
İki küçük çocuk kendi aralarında; birbirlerini göremedikleri zaman içlerindeki kıpırtılarının adının özlem olduğunu söylüyorlardı. Beklemelerinde öyle….
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
insanlar bugünü kutlarken
çocuk bedenleri parçalanmakta hala
bu içi boş masalımsı ütopik barış gününü kabul etmiyorum
gerçek barışın sağlandığı bir günü özlemle kavgayla bekliyorum
saygılar kutlarım...
Çünkü gene bir bomba patlayacak birazdan çok yakınlarında. Gene bir karanlık, bir aydınlığı sırtından bıçaklayacak gözlerinin önünde. Gene uzak kurşunlar en yakın yürekleri vuracak tam orta yerinden.
Buna rağmen bu güne 'Barış Günü' denilebilir mi?
Duyarlı yüreğe tebrikler
Saygımla
Süper güçler paralarına para katmaya devam ettikçe vız gelip tırıs gidecek başka milletlerin insan hakları... O haklar sadece kendi insanlarına geçerli. Tebrikler. Sevgiler
küçüklerimiz için uğraşmalı... ama ne yazık ki her şey aynı...
Değerli üstad , neyi anlatacaklar para kazanmak varken bu dünyada bir kurşun atılır bir kişi ölür bir kişi yada kişiler para kazanır,
90 lı yıllarım benim çok sıkıntılı ve tatsız tuzsuz yıllarımdı, oğlumun küçük yaşlarıydı ve ekmek almaya gidişleri ve benimle balık avına gitmeleri herzaman masum ve çoçuksuluğu
aslında büyük bir fedakarlığı safiyane sevgisiyle
göğüslemesi hep gözlerimin önünde.bir de
filistinde bir çöp bidonunu siper eden baba oğulun öldürülüşü adı Rami gözümün önünde
bu sabahta sabah gazetesinde gördüm el arabasının yanında belliki yerlebir olmuş evine
yiyecek götürmeye çalışıyor ve küçük elleriyle
herrşey yolunda işareti yapıyor.yani yaşamak
için öldür mantığı ormanlardaki vahşi yaşamın içgüdüsel gerçeği.hoşgörülü paylaşımçı çağcıl yaşamın olması gerekenleri anlaşılan kapitalist
emperyalist, faşist bir takım dayatma ve yaşama mantalitesinin önüne geçip galebe çalmıyor.ve onca hayat genç yaşlı yaşamadan geçip gidiyor hunharca.çok yazık .neyse inşallah gelecek günler güzel günler olur umuduyla sevgi ve saygılarımla. eyvallah.mustafa-sufist_05
Ne kadar zalim saf tutmuşsun
Ey sevgili hürriyet
Biz eğilsek sen gelmiyorsun
Sen eğilsen bize göre değilsin diye
Feda olsun canlarımız uğruna çekilen çilelere
Sen benimle olabilirsin ancak hürriyet
Sevdiklerimize sevenlerimize en güzel hikmet
ÖZGÜRLÜK VE BARIŞ KUTLARIM CEVAT BEY
sevgi dolu dünyada açsın çocuklarımız........duyarlı yüreğinize sağlık.......tebrikler...teşekkürler......
Aman hocam bu kötümser havayı bırak.Allah büyüktür.Elbet bulunur kurtaracak vatanın kara maderini.Elinize saglık güzel bir paylaşımdı. Saygılarımla
Bu şiir ile ilgili 28 tane yorum bulunmakta