Barış günü bugün... öyle mi - düz yazı Ş ...

Cevat Çeştepe
1210

ŞİİR


147

TAKİPÇİ

İki küçük çocuk konuşuyorlardı bu sabaha karşı bir yerlerde, belki daha gün doğmadan çok önce. Bir sahilde kumlar üzerinde. Yada köşebaşı duvarlarının gizli yanlarında, belki de bir çatı katının penceresi dibinde. İki geminin aynı palamarla bağlı olduğu bir limanda da olabilir. Tam anımsamıyorum. İki küçük çocuk; daha doğrusu konuşmuyor fısıldaşıyorlardı kendi aralarında.

İki küçük çocuk kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Biri elinde topladığı kır çiçeklerinin kokusunu diğerinin yüzüne doğru gülümseyerek rengarenk üflerken, diğeri de gökyüzünden topladığı ve avucunda sakladığı yıldızları karşısındakinin düşlerine serpiştiriyordu.

İki küçük çocuk kendi aralarında; oyunlar da oynuyorlardı.. Kumdan kaleler, heykelcikler yapıyorlar, heykelcikleri kendilerine benzetiyorlardı. Nehirler, denizler yapıyorlardı. Nehirlerin bulanık suları, denizlere akıyordu.
İki küçük çocuk kendi aralarında; birbirlerini göremedikleri zaman içlerindeki kıpırtılarının adının özlem olduğunu söylüyorlardı. Beklemelerinde öyle….

Tamamını Oku
  • Nazlıhan Hasköylü
    Nazlıhan Hasköylü 03.09.2007 - 10:30

    sesinizi duydum ve kattım çığlığımın içine...bütün dünya çocuklarının barış ve huzur içinde yaşayabilmeleri dileğiyle...teşekkürler...

    Cevap Yaz
  • Türkan Ay Dinçer
    Türkan Ay Dinçer 02.09.2007 - 18:25

    Bazan düşünmekten kendimi alamıyorum. 1Eylül dünya barış günü olarak kutlanır ama nedense savaşların ve özgürliklerin kıstlandığı ayları hatırlatır bana eylüller. Hazan mevsimini ve o mevsimde yok olan bednleri ve özgürlükleri anımsatır. O nedenle sanırım bu günü kutlamak gibi bir düşünceye sahip olamıyorum.

    Barış hemen şimdi barış. Çok geç kalmadan, yüzlerce masum insan daha ölmeden barış. Dünyada insanların hırsları bitmediği sürece barış dolu günler gelmeyecek korkarım ki

    Çok güzel bir yazı okudum yüreğim acıyarak sevgili dost. Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi.

    Saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Canan Güleşin
    Canan Güleşin 02.09.2007 - 02:21

    ben eylül 'ü de hiç sevmem bıraktığı kötü anılarından dolayı..küçük çocuklar büyümesin... ölmemek için hayatın içinde..

    Cevap Yaz
  • Yüksel Yenicecaglar
    Yüksel Yenicecaglar 02.09.2007 - 01:51

    Iki kücük cocuk sabaha karsi bir yerlerde…
    Daha gün dogmadan önce birbirleri arasindaki konusmalar ya da fisildasmalar…
    Belki, bir sahilde kumlar üzerinde ya da köse basi duvarlarinin gizli yanlarinda…
    Belki, bir cati katinin penceresi dibinde…
    Belki de, iki geminin ayni palamalarla bagli oldugu Cınarlı, kubbeli, mavi bir liman`da…

    Bir cocuk, topladigi kir ciceklerinin kokusunu, digerinin yüzüne dogru gülümseyerek rengarenk üflüyor…
    Digeri, gökyüzünden topladigi ve avucunda sakladigi yildizlari serpistiriyor…
    Kendileriyle ve birbirleriyle barisik bu iki güzel cocuk kumdan kaleler ve heykelcikler yapiyor mutluluk icinde…
    Birbirlerini göremedikleri zaman iclerindeki özlem dolu kipirtilara... okuyuculari da beraberinde götürürken bu siirsel, masalimsi ve mutluluk duygulariyla yüklü yazi…

    Birden bu cocuklarin kendilerini özgür sandiklari kadar özgür olamadiklarini,yaslarinin seker de yiyebilecek yasa gelmeleriyle, öldürülebilecek yasa da geldikleri anlami oldugunu vurgulayarak okuyucuyu 'Baris günü bugün...öyle mi? ' sorusuyla aci ve düsündürücü bir gercekle karsi karsiya birakiyor yazar…

    I Eylül Dünya Baris günü, ikinci dünya savasinin insanliga yasattigi acilarin bir daha yasanmamasi adina ilan edilen ve emperyalist dünyanin da altina imza atmak zorunda kaldigi bir günün adi…

    Ikinci dünya savasi, insanlik tarihinde tüyler ürperten sayfalarin adi…

    Ikinci dünya Savasi, vahsetin, siddetin, toplu katliamlarin, irkciligin, krematoryumlarin, insanlarin diri diri gaz odalarinda yakilmalarinin adi…

    Ayni zamanda, barisin kazanilmasinin tarihi bir destaninin adi…
    Ve … Ikinci Dünya Savasi vahsetinin lanetlendigi, barisin egemen oldugu bir dünya yasaminin özlemi ve istegidir I Eylül dünya Baris Günü…

    Ancak, iki sistem arasindaki soguk savas sonucu 1990 li yillarin baslarinda dünyadaki gücler dengesini degistirdi…
    Sevgiden, baristan ve özgürlükten yana olmayan “tüm dünyayi baris ve refaha götürecek yeni bir dünya düzeni” yalanini yayan bir sistemin güclerinin hakimiyeti dünyayi sardi…

    Ancak 1990 li yillarin baslarinda dünyaya hakim olan sistem,insanlara bir yarisma kültürü asiladi…
    Bu kültürde, evrensel insani degerlerin yerini mal ve para varligi aldi, insan kendine yabancilasmaya ve insani degerlerini kaybederek, kendini sevme yeteneklerini yitirmeye basladi…
    Bu yeteneklerini yitirdikce de baskalarini sevme yeteneklerini de yitiriyor…
    Bu kültürün sevgisiz, kendileriyle barisik olmayan yetiskin insanlarin birlikteliklerinden cogu zaman rastlantisal olarak herseyin maddiyat ve cikar oldugu bir dünyaya korkuyla, endiseyle gözlerini acan cocuklar geliyorlar…

    Bu sistemin “ baris ve refah” sistemi olmayip bir savas düzeni, dünyayi yeniden paylasma sistemi oldugunu 2000 li yillarin baslarindan bu yana orta dogu savaslarinin vahseti ile tehlikenin büyüklügünü biraz olsun anlamaya basladi dünya…

    Bugün ikinci dünya savasi gibi ya da Hirosima`ya atilan atom bombalari gibi bombalar atilmiyor henüz, ama Orta Dogu`da tüm dünyanin gözleri önünde genc-yasli, kadin-erkek, bebek-cocuk demeden insanlar öldürülüyor…Annesiz, babasiz, kimsesiz kalan cocuklar ….`Hey insanlar, neredesiniz?`diye haykiriyor sonsuzlugu yirtan cigliklariyla…Ama kimse duymuyor…devam ediyor vahsetine “tüm dünyayi baris ve refaha götürecek yeni bir dünya düzeni” yalanini yayan bir sistem…

    Bu baglamda kendisiyle barisik, kendisini seven insanlar olarak, insanin yasamini kurtaran en büyük UMUT duygusunun, baris ve özgürlüge olan inanc ve umut yeteneklerimizi daha da gelistirerek cogalmamiz en büyük yasam amacimiz olmali…

    Umut icinde olalim ki, insanin degisme yetenegine, evrenin bütünlügüne inanisla yeni baslangiclara, sevgi ve heyecan dolu yarinlara saygi ile bakabilelim ve cocuklarimiza yasanasi bir dünya birakabilelim…

    Bu anlamli günün önemi üzerine bizi düsünmeye davet ettiginiz icin yürekten tesekkürler..


    Cevap Yaz
  • Ferah Yılmaz
    Ferah Yılmaz 01.09.2007 - 23:36

    Sizi yürekten kutluyorum. MUHTEŞEMDİ

    Cevap Yaz
  • Sevinc Kavuk
    Sevinc Kavuk 01.09.2007 - 20:06

    'Nice barış ve sevgi dolu yarınlar olsun, önce çocuklar için..... '

    Yaşları şeker yiyebilecek yaşa gelmişti çoktan ama bu aynı zamanda öldürülebilecek yaşa geldikleri demekte oluyordu.
    Bu çocuklara nasıl anlatabileceksek öyle anlatalım sevginin olmadığı yerde barışın olamayacağını ….

    Duyurabileceğimiz en yumuşak, sevgi dolu ve özgür fısıltılar olarak onların birbirlerinin kulaklarına söylediklerinin üstünü örtecek şekilde söyleyelim.

    Haydi anlatalım vakit daha geç olmadan, anlatabileceksek …..
    ..................................................anlatabileceksek

    Barış diye kutlama hakkını kazanmalıyım önce...
    Barış korunmalı! Kutlamaya, becerebilmeyi başarmanın temelidir bu!
    Fısıldamaya hakkım var mı, bunu başaramadan?...

    yüreğinizi öpüyorum sessizce... fısıldama gücümü çocuklarda bulacağım, onlar, barış ve sevgi dolu yarınlar hissedebilecekleri gün...

    Cevap Yaz
  • Yunus Karaçöp
    Yunus Karaçöp 01.09.2007 - 19:59

    Keşke tüm dünyada, keşke tüm insanlıkta barış olabilseydi de söyleseydik tüm çocuklara vede kendimize..Savaşların üstünü kanla örttüğü kandırmaca bir günü kendimiz anlamıyoruz ki anlatalım çocuklara..Kutlarım yazını tebrikler..

    Selamlarımla..yunus karaçöp

    Cevap Yaz
  • Muzeyyen Baskir
    Muzeyyen Baskir 01.09.2007 - 18:30

    çok duyarak okuduğum bir düz yazı gönül zenginliğiniz fakirleşmesin ben severek gelip okuyacağım asla yorum yaparken cimride deyilim sizi hep severek okuyorum iyiki tanıdım kaleminizi mürekkep inizi bitirmeyin saygılar
    müzeyyen başkır

    Cevap Yaz
  • Gülay Bulut
    Gülay Bulut 01.09.2007 - 18:16

    Sevgili Cevat Çeştepe, ne desem bilmem ki...
    boğazımda bir düğüm...

    Cevap Yaz
  • Halenur Kor
    Halenur Kor 01.09.2007 - 18:09

    Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras barış ve özgürlük... Günün önemini anlatan bu yazınızı kutlarım. Okurken yıllar öncesinde Ali Rıza Binboğa'nın söylediği o şarkı geldi dilimin ucuna: ''Özgürlük ve barış tüm insanların özlemi olacak yarınlarda...Ağlamak yok, gülmek var, düşmanlık yok dostluk var...Yarınlar bizim...'' diyordu. Hani? Nerde o dillerde hep söylenen dilekler? Barış nerde? Özgürlük? Var mı?
    Yüreklere önce sevgi tohumları ekilebilmeli idi...Uzasınlar boy boy...Sürgünleri sarmalıydı dört koldan , boydanboya...
    Büyütüp büyütüp vatan için yolladığımız bu taze fidanlar, yeri geliyor bir bir düşüyor toprağa...Kalplerinde daha tomurcuklanırken sevgileri... Yeni yeni doğuyorken umutları geleceğe dair...Pis bir dünya bu: Birbirini yok eden, sattıkları silahlarla ceplerini dolduran zalimlerin dünyası...Yokedilen, cehennemi yaşamaya zorlanan insanlar...Durdurulamayan vahşet... Sadece sözlerde kalan barış ve özgürlük kelimeleri...Riyakâr insanların göstermelik davranışları ve sözleri...
    Yaşamak herkesin hakkı, ama insanca...Çeşitli entrikalarla dünyayı kana bulayan zalimler...Bir gün kazdıkları kuyularda kendi kanlarında boğulacaklar...
    Birgün gerçekten ''Barış ve Özgürlük'' kelimeleri gerçek anlamlarıyla yaşanabilecek mi? Dilerim insanlar birbirlerine dünyayı dar etmemeyi öğrenirler. Dünya bile kaldıramıyor artık bunu.İsyanını her gün gittikçe artarak gösteriyor.
    Candan kutlarım güzel yüreğinizi...Selamlar, barış dolu bir gelecek dilerim... Hâlenur

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 28 tane yorum bulunmakta