Halen uğraşımız olan ayakkabıcılık mesleğinde bizler ve aşağı yukarı benim yaşlarımda olanlar ikinci kuşak meslektaşlar olarak anılıyoruz camiamızda. Bizim babalarımız ve büyüklerimizden halen hayatta olanlarda bu mesleğin duayenleri ve haliyle bizden daha tecrübelidirler. İkinci kuşak olan bizlerin eğitim seviyemiz ise onlara nazaran lise ve üniversite olmak üzere daha iyidir. Ama tabi ki inkârda edemeyiz onların hayat ve iş tecrübeleri de bizden kat kat fazla. Bu meslektaş amcalarımızın çoğu bizlerin ve arkadaşlarımızın da aynı zamanda müşterisi ve dostu. Halen faal olarak çalışıyor çoğusu, çalışıyor dediysem ikinci kuşak bizlerin başında duruyorlar, haklarını yemeyelim her ne kadar işleri ikinci kuşak bizler götürsek de onların bizlere himayeleri ve gölgeleri bile yeter. Ama gel gör ki elektronik aletler ile de araları hiç hoş değil, abartmıyorum, bunu anlatınca siz de hak vereceksiniz bana...
Atölyeci Turhan ağabey gelir yanıma. Hem de her ayın yirmi üçünde hiç sektirmez yanıma gelme işini...
- Ooo Ahmetçiğim güzel insan nasılsın bakalım?
-Ne olsun Turhan ağabey yuvarlanıp gidiyoruz işte sen nasılsın?
- Ben de iyiyim bu gün senin de emekli maaş günüydü değil mi?
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
hayatın içinden espili bir kesit olmuş. kaleme sağlık
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta