Çok uzaklardan bir ışık vururdu size
Öyle karanlıktınız ki gölge bırakamadınız
.
.
Eli kolu bağlı düşleriniz vardı
Tutunamadığınız dostluklarınız
Yakınlaştıkça büyüyen utançlarınız vardı
Yüz kızartıcı kahkahalarınız
Her seferinde yüzünüze çarpardı başı boş sözleriniz
Gamzelerinizi doldururdu yalanlarınız
Şeytanın bir papucunu giyerdiniz
İki adımda kesilirdi soluğunuz
Bir arpa boyu yol gidemezdiniz
Sizin her bahçeye uzanan elleriniz vardı
Ve asla yetişemeyeceğiniz
Dalları kırdı sivri dilleriniz
İpini koparan abartılarınız vardı
Buna kendiniz bile inanmadınız
Öyle büyüktünüz ki küçük dünyanızda
Saydam bakışlarınızı, taş kesmiş yüreğiniz yaraladı
Bana söyleyecek söz bırakmadınız! ...
10 eylül / Mihribat Korusu - Kanlıca
Tülay SustamKayıt Tarihi : 11.9.2006 10:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yoldaş olalım ikimiz
Gel dosta gidelim gönül
Haldaş olalım ikimiz
Gel dosta gidelim gönül
Gel gidelim can durmadan
Suret terkini urmadan
Araya düşman girmeden
Gel dosta gidelim gönül
Gel gidelim kalma ırak
Dost için kalalım yarag
Şeyh'in katındadır durak
Gel dosta gidelim gönül
Terk edelim ili şarı
Dost için kılalım zarı
Ele getirelim yâri
Gel dosta gidelim gönül
Bu dünyaya kanmayalım
Fanidir aldanmayalım
Bir iken ayrılmayalım
Gel dosta gidelim gönül
Biz bu cihandan geçelim
O dost iline uçalım
Arzu hevadan geçelim
Gel dosta gidelim gönül
Kılavuz olgıl sen bana
Yönelelim dosttan yana
Bakmayalım önden sona
Gel dosta gidelim gönül
Bu dünya olmaz payidar
Aç gözünü canın uyar
Olgıl bana yoldaş u yâr
Gel dosta gidelim gönül
Ölüm haberi gelmeden
Ecel yakamız almadan
Azrail hamle kılmadan
Gel dosta gidelim gönül
Gerçek erene varalım
Hakk'ın haberin soralım
Yunus Emre'yi alalım
Gel dosta gidelim gönül
YUNUS EMRE
İyiki de söyleyecek söz kalmamış
bir de kalsaydı neler derdiniz kim bilir
ben usul usul çekildim bacım
şakası bir yana
yine bir Tülay sustam klasiği
tebdiklerimle can
TÜM YORUMLAR (16)