Bana bir sen borçlusun - Garip Çoban

Boş odada bir hale var.
Arkasını bizler göremeden harfler geliyor.
Yürüyor kamburu çıkmış duyguların suretleri.
Ve düşen akşamda, sabaha ilerliyor onu izleyen.
Dünde unutulmuş bugünlerle, galiba iki yabancı olduk.

Ve belki de yalnızca köklerinden taşıyor gölgeler.
Gölgelerin soluğu, bilinmeyen g/özler.
Duvar daha öteye uzanıyor, anılar cümle kurarken.
Yazmak istediğim şiir gibi.
Dünde unutulmuş bugünlerle, galiba iki yabancı olduk.

Perdenin c/an attığı köşe daha uzakta duada b/eklenen.
Ve durmayan dumanından daha yüksekte.
O gecenin çobanları yıldızın yanı başında.
Gölgelerin soluğu, bilinmeyen g/özler.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

Bak, şunu iyi anla;
Çektirdiğin bir şeydir acı, çektiğin değil.
Ben bütün mevsimlerin adıyım.
İnsan dünyaya soğudu mu bir kez.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

H/iç üşümez artık bir dua gibi.
Sığ acılar ile sığ sevgiler varlığını sürdürür.
Gölgelerin soluğu, bilinmeyen g/özler.
Derin sevgiler ile derin acılar kendi güçlerinden dolayı yok olurlar.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

Hissedilmiş olan neyse, yaşanmış olan da odur..
Huzursuzluğun kitab-ı insan’da bardağı taşıran damladır yalnızlık.
Haktan gelen şerbeti içene hamdolsun.
Çoluk çocuk olduğum ve çelik çomak oynadığım zamanlardan bir sancı hissettim.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

Gölgelerin soluğu, bilinmeyen g/özler.
Bayrağın dalgalandığı bir kabirbaşında.
İçimde, tuhaf bir özlem.
Etraftakilerin, annemin, ağaçların ya da bulutların fark edemedikleri.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

Yeryüzünün bir kitabı vardır duada.
Konuşanların sırrı yoktur.
Gölgelerin soluğu, bilinmeyen g/özler.
Şühedanın altında,
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

Ve hepimiz konuşuruz.
Kendimize ihanet eder, kalbimizi teşhir ederiz.
Her birimiz dile gelmezliğin celladıyızdır.
Kitapları, hitapları, mektupları.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

Gölgelerin soluğu, bilinmeyen g/özler.
Vatan sevgisi imandandır derken.
Her birimiz sırları, en başta da kendi sırlarımızı yok etmek için yırtınırız.
Uçtuk elhamdulillah derken.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

Yine hamd ederek tamamlanır.
Şehit oğlu şehidin hayalindeki aşkın her halidir.
Gölgelerin soluğu, bilinmeyen g/özler.
Fatiha’nın birinci ayeti.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

Aştık elhamdulillah derken.
Gönüllerdeki boş odanın yanında bestelenen söyleniyor.
Ay olmayan bir hale, lamba olmayan odaya bir ışık var.
Ve nerede olduğunu bilmeden gelen meleklerin kanatları.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

Gölgelerin soluğu, bilinmeyen g/özler.
Bu uzak yolcuya b/akıyorlar.
Yayılsın gece özlemlerin diline.
Gökteki kar taneleri anlatsın gönül uğultularını.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

Yolcunun sesi bilinmeyen yüz.
Ve gelmemiş olanın sesi dinen rüzgarla gelen.
Gölgelerin soluğu, bilinmeyen g/özler.
Şikayet eden mevsimler.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

Eriyen dünya.
Ayla, yıldız arasında kalmış güneş.
Kar altında yol.
Bu insanlık hangi tablonun arkasındaki firavun.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

Gölgelerin soluğu, bilinmeyen g/özler.
Köpeğin, kedinin açlıktan baktığı yere uzakta değil insanlık.
Işıltılarla dolu mevsim.
Gökyüzü karışmış şikayet eder toprak, ağaçlar.
Dünde unutulmuş bugünler, galiba iki yabancı olduk.

(Y.ed - Engin Demirci)