Balık Avı Şiiri - Abdurrahman Özdemir

Abdurrahman Özdemir
111

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Balık Avı

Yıl 1966 - 67 zannederim.
Adapazarı’nda 8 - 9 yaşlarındayım.
Oralarda, yaklaşık herkes balık avlar,
Çünkü, çok bol su vardır civarda.
Ve yine, yaklaşık herkes pedal çevirir,
Çünkü, küçük ve düz bir yerdir orası.
Çark deresinin Tuna mevkiine,
Arkadaşlarla birlikte balığa gittik.
İki adet yayın balığı tutmuştum.
Yöresel deyimiyle çılpık balığı.
Tahminen biri yarım kilo, diğeri 750 gram.
Yarım saat kadar bir süre içinde,
Arkadaşlarımın mantarı hiç suya batmamışken,
O derede, böylesi büyüklükte iki balık tutmak
Ne demek bilir misin? Onu tutan bilir.
Ben, o dereden böylesi büyük balık tutulduğunu
Hiç görmemiştim, hiç de görmedim.
Sokağıma hava atmak geldi içimden.
Çocukluk bu ya! ! ...
Hem, kocaman amcalar bile öyle yapardı.
Fırsatını bulmuşken ben niye yapmayayım.
Söğüt ağacından çatal dal kırdım,
Ve solungacından geçirdim ona balıkları.
Bir elimde balıklar,
Diğer elimde süpürge kamışı oltam,
Nefes nefese geldim sokak başına kadar.
Dikilip, derin bir nefesle kendime geldim.
Sonra, sallana sallana, kasıla kasıla,
Hatta, balıkları tutan elimi, ileri-geri sallaya sallaya,
Yürüdüm evimize kadar.
Filiz Sokak. Numara 13..
Ev, sokağın tam ortasında.
Beni herkes görmüştü hani! ..
Ben de nasıl şişmiştim..
Sonra, evde aklıma bir şey geldi.
Banyodan, galveniz büyük çamaşır leğenini aldım,
Biraz su doldurup, mutfağın ortasına koydum.
Attım içine balıkları,
Kımıldamaya başladılar.
Su sıvandı, hemen leğeni doldurdum.
Nazlı nazlı yüzmeye başladılar.
Ne güzeldi onları seyretmek.
Hâlâ aptallık yapıp, oltaya gelirler mi diye,
Oltama solucan takıp leğene sarkıttım.
Geldiler, kancadan çıkarıp suya bıraktım,
Yine oltamı attım, yine geldiler.
Beş - altı defa tekrarladı bu oyun.
Annem, yeter yavrum,
Hayvanlara eziyet etme, deyinceye kadar.
Balıkları, sudan elimle çıkarmak istemiyordum.
Son bir izin istedim annemden.
Ve oltamı iki defa daha suya attım.
Bu defa onları kancadan çıkarıp, dışarı bıraktım.
Bir süre sonra da öldüler.
Süpürge kamışından olta sırığını,
Ona bağlı misinayı,
Ucuna takılı kancayı,
Kancaya sarılı solucanı,
Ve leğendeki balığı,
O balığın, solucanı yemek için kancayı ağzına alışını,
Bunların tamamını sadece ben görüyordum.
Balıksa, yalnızca solucanı görüyordu.
Aptal, ötesinden habersiz.
Ne eğlenceli bir oyundu bu....

Yirmi üç yıl kadar sonra anladım ki,
Eğlenceli değil, ibret dolu bir oyundu.
Su = Dünya,
Balık = Bizler,
Solucan = Tüm dünya niğmetleri,
Bizim gördüklerimiz bu kadar.
Solucanın gizlediği kancadan,
Onun bağlı olduğu misinadan,
Süpürge kamışı olta sırığından,
Ve o sırığı tutan elden habersiz.

1997

Abdurrahman Özdemir
Kayıt Tarihi : 6.12.2006 19:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Alper Günaydın
    Alper Günaydın

    Hayatımda okuduğum en güzel şiirlerden biri özellikle kapanış mükemmel tebrikler

    Cevap Yaz
  • Alper Günaydın
    Alper Günaydın

    çocukluğuma indim okuyunca sizi keşfetmek gerçekten güzel

    Cevap Yaz
  • Nurten Hürel
    Nurten Hürel

    final harikaydı ..nasıl bağladınız konuyu...süper..tebrikler....çark deresi şimdi çok güzel...saygı ile....

    Cevap Yaz
  • Kadir Akbulut
    Kadir Akbulut

    ülkemizin içinde bulunduğu durum itibari ile şiiri ilk okuyuşumda aklıma şunlar geldi ; balıklar adeta bizlerdik , kendimize sunulan gündem karmaşası içinde yorulup , kandırılan yada kandırılmayı reddedip direndiğimizde marjinal olarak nitelendirilip kabuğumuza çekilmek zorunda bırakılan bizler. oltayı tutan elden habersiz soğulcan peşinde onursuzca koşmaya başlayan bizler. oltayı tutan eli göremeyen bizler. oltayı tutan eli görebildiğimiz hatta göreceli olsa da oltayı tutan el olduğumuz günlerin hayali ile bu güzel şiir için tebrik ve teşekkürlerimi arz ederim.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Abdurrahman Özdemir