bak işte demenin zamanı yavaş yavaş.
geldi mi yine yoksa?
ayrılık,
çırılçıplak sarılmış bedenimize.
baldıran zehiri derler
sen fark etmeden kemirir içini
sende ayrılık bende ayrımlar
köşesine gelmişsin
ağzından çıkacak bir soru
ve çokçana sert
ve çokçana ıslak
rakının içinde su niyetine gözyaşları gibi
sek, saf ve sert bir cevap.
kimde ne kalır biri giderse
içinden koparıp alır mı kendini de
yalnızlık işte o zaman mı yalnızlıktır gerçekten?
bozulmuş büyü
seni senden çalarken ki efsun
dökmüş foyasını
sırlı bir ayna
artık ikimizi de ne yabancı göstermekte...
kareli defterlerde kara çizgiler
sanki yazmak için değil
karalanmış her güzel anı
karakalem eskizler sadece geride kalan
yaşanmış güzele dair resimler.
birinin ölümünden bir tanrı sorumlu
sevdanın ziyanı kime o zaman
iki kişilik ilmuhaberler
zayi aşk onaylı
ama yaşamak değil
ölüm bu kez gösterdiği.
takvimlerin yırtık bir yaprağına
bugün ne oldunun yerine
koyu kırmızı yazılmıştır belki
biz ayrıldık diye
ki kutlanır her acılar bayramında
acı çekerek
belki başka birinin
haresiz
defterinde.
şimdi girelim mi koyun koyuna
kör bir bıçak gibi
yırtıp atarak her şeyi
kulaklara söylemek kolay
fısıldayalım mı iki yüreğe aynı anda
ölüm kolay ve bir seferde olsun diye.
Kayıt Tarihi : 31.7.2009 02:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
acı ve sözlü...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!