Bakma böyle suskun çığlıklarda şaha erişime,
Ben kendi cılız alevinde yanan bir mumum.
Müebbet kıvamında asılı kalır hüzün,gözbebeklerimde.
Tamah etmem aşk malına,
Dikenler kanatır secr vaktinde imanımı,
Secdeye varmaz alnım,gül için.
Bakma böyle suskun kahır geberişime
Ben, küllenen yangınıma hasret,
Bir garip şerr adamıyım...
Yok gözüm falan senin nimet dediğinde
Senden geceye sığınırım,
Gözüm alır sevmenin ağır-aksak yürüyüşünü,
Sözünden mısraya çekerim aklımı,
Mimsiz,talan birkaç sözdür maharetim...
Bakma böyle satır aralarında mananızlığıma,
Ben, manayı senden almaya iman eden,
İmanını göğsünün neferinde unutan bir divaneyim...
Aha sensin karın boşluğumda böyle beni sancıtan,
Taşırmak için yoktur herhangi bir dermanım,
Mutluysan eğer sen, her yerdenliğinin korkunç gizeminde,
Yoktur sana bir aciz ahım,bir salkım figanım...
Şerrinden sözlerime köprülenirim,
Mızrap aşk olsun isterim,
İki kıyıdan,kaç bin telden.
Ben, yağmur taşıran buluta öfkelenmişim,
Göğsümün yaşı bundandır.
Sen bakma, boşver, görme beni
Ben, seni gizemin öznesi etmiş,
Oracıkta kankırmızı yalnızlıktan gebermiş biriyim...
Almaz aklım senden geleni,
Ben aşiret ehliyim,kefenim seni taşımaz toprağıma,
Tabutuma sığmaz sorgun,ahiretime cevabım yoktur,
Ben ile zaman eyleme, yaramam cehenneme odun niyetine,
Yanmam gayrı,
Yosun tutmuş bak ağrım,sancım,kanayan yanım...
Ben, dili aklına kaçmaktan bilmem kaç asır suskun,
Ben, ortaçağdan bu yan,geveze, soytarı
Ben, çağında seni söz eylemiş,
Sözü sana bıçak eylemiş, soymuş kabuğunu elmanın,
Elmayı ise;
Ademden söz alıp
Havvanın bilmem kaç bin mahrem günahına çalmış biriyim...
Ercan YAVUZER
Dağören/Muradiye
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta