bir ses:
ne güzel bakıyorsun çocuk, gördüğün parlak ışıklar, o yıldızlar
onlar yarın seni de aydınlatacaklar
sen idam sehpalarında gülümsüyorken belki
elini uzatıp tutabildiğin ve yüreğinde toplayabildiğin kadar
güneş kadar …
Sevgilimsin , kim olduğunu düşünmeye vaktin yok,yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Devamını Oku
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
HARİKASIN HOCAM
SENİ OKUMAIN AYRICALIĞINI YAŞIYORUM
NÖBETÇİ ŞAİR
PARDON
EMEKLİ ŞAİR
ne güzel büyüyorsun çocuk, gördüğün parlak ışıklar o yıldızlar
onlar senin ayak izlerinden kalanlar
sen güneşin koynunda en güzel uykunu uyurken belki
birazdan uzanan eller ne kadar yıldız varsa hepsini toplayacaklar
yarın olacaklar …..
helal olsun be ustam........saygılar
Güzel yorumlarınız için sizin gibi diyeceğim size.. saygılarımla..
'''ne güzel bakıyorsun çocuk'''' bu bakışlar güzel yüreğini gösteriyor.. güzel sözler güzel yüreklerden çıkar aynı şiirler gibi....
sen güneşin koynunda en güzel uykunu uyurken belki
birazdan uzanan eller ne kadar yıldız varsa hepsini toplayacaklar
yarın olacaklar …..
KUTLARIM ETKİLEYİCİ İMGELERLE NEFES KESMİŞ KALEMİNİZ
TAM PUANLA
SELAMLAR
sen güneşin koynunda en güzel uykunu uyurken belki
birazdan uzanan eller ne kadar yıldız varsa hepsini toplayacaklar
yarın olacaklar …..
KUTLARIM ETKİLEYİCİ İMGELERLE NEFES KESMİŞ KALEMİNİZ
TAM PUANLA
SELAMLAR
Deniz Gezmiş
Hiç girmedim ben
dört duvar arasına
bakmadım parmaklıklar ardından
masmavi gökyüzüne
özlemedim denizi,
merak etmedim hiç,
nasıldır gökyüzü
Hiç mahkum edilmedim,
dört duvar arasına
yaşamadım giyotin korkusunu,
getirmedim aklıma
idam sehpasını,
yağlı urgandan ipi
düşünmedim zindanları
mazgalları.
Hiç konulmadım dört duvar arasına
uzaktan izledim,
Ellerinde kelepçe, ayaklarda pranga,
İdama giderken gülen yüzleri.
Pişmanlık yoktu beyninde,
Korku silinmiş gözlerinde,
Ölüme meydan okuyan,
Sonsuzluğu yüreğinde taşıyan
İlk defa o gözlerde gördüm denizi.
Ben hiç girmedim dört duvar arasına
Radyolar çığırtkan olmuş,
Her saat başı okuyor haberleri,
Dinliyorum “yakalandı” diyor.
Anlamıyorum bir şey,
Soruyorum anneme
”vatan haini mi yakalandı”
“vatani satan mı tutuklandı”
Babam diyor;
“Nurhak’ta yakalamışlar denizi,
Atmışlar dört duvar arasına
Yok edecekler sanki direnişi”
Yıl 6 Mayıs 1972
“Tek yol devrim”
“Amerikan uşaklığına son” diyor,
titremeyen bir ses
mangal gibi yüreği,
emperyalizme karşı savaşırken
ateş parçası gözleri.
İlk defa o gözlerde gördüm
Masmavi denizi
Geçirmişler boynuna,
Yağlı urgandan ipi,
Çocukça yüreğimle sordum,
“Denizler yok edilebilir mi,
Bilmezler mi, bir deniz ölürken
Bin denizlerin yetişeceğini “
Türkan DİNÇER
( Deniz ve arkadaşları olmuştur
Özgürlüğün ve mücadelenin simgesi )
Bu dizelere ancak dizelerle cevap verilbilirdi.
Muhteşem bir şiir daha okumanın ve yeniden sorgulamalara itmenin hazzını alarak ayrılıyorum sayfanızdan. Teşekkür ediyorum kaleminize ve yüreğinize. Saygılar yüreğinize tam puanımı bırakarak ayrılıyorum sayfanızdan
Sürükleyici ve güzeldi . Size en çok yakışan tarz sevgilerimle
antolojide binlerce yazan şiir var..cevat abi antolojideki şairlerden..her yazan şair değilki..kimse alınmasın ben dahil..
Aydınlığa bakan gözlerdeki umut ışıklarının bir bir sönmesi...Ve arkasında onun bastığı yerlerde geleceğe uzayan aydınlık ayak izleri... Hüzün ve umut....Peşpeşe...
Kutlarım...
Bir cocugun bakislarina yüklenen parlak isiklari ve yildizlari…
Umutsuzluklarin icinde umut gülümsemelerinin sesini duydum…
bu „Bakislar“ da…
Göc sembolu Leylekle özdeslesen ayaklarinin üzerinde tam durma zamaninda olan Deniz cocuklarinin…
Yildizlardan koparip gözlerini inanmis yürekleriyle cocuksu düslerini bile yasayamadan..
Bakislarini sehrin mor sabahlarinin isiginda ilk ve zamansiz göclerinin aci hüznünü tattim…
bu „Bakislar“ da…
Dönemin sinemalarinin localarinda kalan tadlar…
Henüz teorinin pratige gecirme cabalarindaki genc yüreklere ve beyinlere aydinlanmanin tehlikelerinin gösterilmesinin…
Yarinlarin / bugünlerin cocuklarinin karanliklara alistirilmasinin acisini...
Mayis ayina haziran ölümün en zor kapisindan bakisini…
Ihanetlerin, sevismelerin ter kokusunu gölge gibi koklayisinin ürpertisini hissettim …
bu „Bakislar“ da…
Yasama,insanliga, sevgiye, dirence, umuda bagli yürek gözlü cocuklarin seslerini duydum…
bu „Bakislar“ da…
Dünleri, yarinlara baglayan sevgi dolu cocuk bakislarin inanclarini…
Cocuk yüreklerde, günesli, aydinlik günlere tertemiz umutlari…
Simdi karanliklarin aydinliklara…
Nehirlerin denize, denizlerin derin bir ask gibi inanclarin okyanuslara dönüsümünün coskusunu gördüm …
bu „Bakislar“ da…
Tüm baski ve engellere karsi akan nehirlerin direnerek Deniz`lere ulasmanin
simdi tam zamani oldugunu gördüm…
bu „Bakislar“ da…
„….ne güzel büyüyorsun çocuk, gördüğün parlak ışıklar o yıldızlar
onlar senin ayak izlerinden kalanlar
sen güneşin koynunda en güzel uykunu uyurken belki
birazdan uzanan eller ne kadar yıldız varsa hepsini toplayacaklar
yarın olacaklar …..“
dizelerinde…her gecen gün karanliga inat dalga dalga cogalan tüm Deniz Cocuklari`nin günese giden türkülerinin seslerini duydum…
bu „Bakislar“ da…
Bu şiir ile ilgili 95 tane yorum bulunmakta