Bakır Teller Ayrılığı Müjdeliyor! ...

Günün yarısı;
Bakır telin bir ucunda sen
Bir ucunda ben..
Konuşmanın başın da çekilen
Hasreti dillendiriyoruz..
Ben sana büyük bir heyecanla;
Özlemimi..sevgimi anlatan sözcükler söylüyorum
Sendeyse;
Bir durgunluk...bir suskunluk..
Boğulacak gibi oluyorum ama susmuyorum..
Neyin var?
Hastamısın?
Canınmı sıkkın?
Gibi sorularımı ardı ardına sıralıyorum.
Sen sudan bahaneler üretip iyiyim çok iyiyim
Bende herşey yolunda diyorsun..
Ama sesinde bir tedirginlik var
Sesin titriyor..
Ben ısrar ediyorum sen ısrar ediyorsun..
Pembe yalanlar söyleme devam ediyorsun.
Farkındayım sesin her saniye uzaklaşıyor benden Yabancılaşıyor.
Yıkılıyorum hepten..
Belli etmiyorum sana..
Bu konuşma uzasın istiyorum..
Çünkü;
Sonunda ayrılık geleceğini biliyorum..
İçime bir kıvılcım düşüyor-yanıyorum..
Seni kaybetmekten korkuyorum..
Biranda dilinden dökülmeye başlıyor
Üstü kapalı ayrılık sözcükleri
Bitsin istiyorsun..
Evet canımın içi haklısın
Yenilgiye-hazana alışkınım ben
Peki şimdi ben;
Nefesim kadar yakınımda olanın
Aslında gökyüzü kadar uzağımda kaldığını
Nasıl kabulleneceğim..
Biliyormusun turna yüreklim;
Umudum renksiz-düşüm sensiz-günüm yarınsız kaldı
Gülüşünü aniden alıp gittin benden
Ben! ..
Yine yenik-yine ezik-yine eksik kaldım! ..
Beynimde adı belli olan bir korku
İçimde önüne geçemediğim
Engelliyemediğim bir telaş
Sol yanımda senden miras kalan
Siyatik bir sancı var
Gözlerim kan çanağı!
Kulağım sağır! .
Dilim lal..
Yüreğim ıslak-adınsa yasak bana..
Kar duruşlum
Buz yüreklim..
Yağmur bakışlım benim..
Bu kent seni benden zamansız aldı
Aniden gelen fırtınaya yenik düştüm..
Bilmelisinki;
Bugünü yaşamaktan uzak
Yarınlara bel bağlayan..
Sesi bakır tellere tutsak olan
Hasret kokulu sevamızın
Yangınını yaşadığım bu
Allahsız kenti terk ediyorum
Bir meçhule doğru koşar adım giderken
Turna yüreğinden öperek..
Sana bir ömür boyu mutluluk diliyorum..
(HOŞÇAKAL BAHAR GÖZLÜM)