bak aylardan şubat...
iliklerimize kadar üşüyoruz seninle.
bu vakitler çöktü mü akşamüstleri,
soğuktan çok yitirdiklerin üşütür seni.
ne yağmur, ne kar
iniverir tenine buz gibi, anan, baban, gençliğin...
yoklukları şafak ayazı gibi seni sarar.
üşürsün.
saçların, kirpiklerin gözlerinin içi üşür.
'yitiren' olmanın verdiği hüzün,
tüm sarı yapraklar ayaklarının dibine üşüşür
yürürsün.
bir kaldırımda yalnızlığın, diğerinde sen
yürürsün, gölgenden başka var mı yoldaşın.
hep son anı düşünürsün yeniden yeniden; '......... gitmesen...! ? '
düşünürsün.
hançer ucu gibidir belleğin.
ne vakit el yordamıyla yoklasan,
acıtır, kanatır parmaklarının ucunu,
dokunamazsın.
dokunsan! canın yanar ağlarsın,
küçük bir kız çocuğu gibi
salıp iki yana saçlarını ve gözyaşlarını.
gözbebeklerinden dökülen bu yaşlar ıslak değil
kor kor yakar içinin ormanlarını
ezan vakitilerinde kavrulur kavurlur yanarsın.
sen yanarsın, gözlerin yanar, için yanar...
dost bildiklerine dahi görünmez olur acıların,
altında namussuz ölümü barındıran yok olası o tenini sorarlar.
şaşarsın.
Kayıt Tarihi : 10.2.2011 11:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kendime, 2011 ilk şiiri. İstanbulun Yalnız Çocuğuna
TÜM YORUMLAR (1)