Uçsuz
bucaksız
sarı su gibi,
yeşile,sarıya bezenmiş saçların
bin yıllık bir ezgiyi
yüreğime söyler gözlerin...
küçücük bir odadayım
perdeler çekik...
ben kendim çektim
gün girmesin diye içeriye...
dokunuyorum esmer öğle vaktine
ah bir bilsen
sana bir ateş böceği gönderdim
sen uyuyordun sanırım
gelip kondu saçlarına
kulağına seni sevdiğimi söylediler...
ve kent ıslandı düşümle
Sen ne bilirsin
Kırmızının asiliğini
Neden onurlu durur maviliklerde...
Bizim oralarda kışı devirende
Yeniden açar çiçekler…Kırmızı
hayır...
asıl, leyla ve mecnundan sonra başladı büyük sevdalar
büyük sevdaları taşladı her gün alacakaranlık
ve gökyüzü
ve yıldızlar
ve ay
ve tam orda
bitti derken
başlasa baharın çılgınlıkları...
mesela, avucunda açsa badem çiçeğini
ne bileyim işte
bir kuş konsa gözlerine
gece idi
kar yağıyordu
gecenin koynuna
lapa lapa...beyaz...
sarı ışık topluyordu çocuklar
ve yalnızlık
karanlık
yıldızlar…
ve yüzümü yıkayan
belime dolanan asi rüzgar…
ve ben…
sol gözün sanırım beni izliyor
sağ gözünde yüreğimi
sana şiir yazdım…
bugün dayamıştım sırtımı bir kurumuş dala
martılar vardı
Gözümden bir damla yaş süzülür
Gelir yüreğine değer, yüreğin incinir...
Ordan parmak uçlarını yalar
Parmak uçların yanar...
Gözümden bir damla yaş süzülür
Sevgili gözüm.Sanırım bu şiiri okumak en çok bana zor gelmiştir.Şiir içine alıyorsa okuyanı şiir dir diyoruz.Oysa ben onun zaten içindeyim.Anlatımın ve güçlü kelemin için teşekkür ediyor ve devamını bekliyorum.Zor ve yılgınlığa düşmeden.Her zorda,her güçlükte yani her durumda şiirin kapısını çalars ...
Ben sevgili şair' i uzun zamandır büyük bir zevkle takip ediyorum.Şiirlerindeki anlatımlar çok hoş etkileyici ve insanı alıp götürecek tarzda.Bence okunması gerekli şairler listesinde her zaman olması gereken bir şair.Başarılarının devamını diliyorum.