Karlı, zemheri gibi bir gece
Ay kararmış, küsmüş güneşe
Harabe şehir kokusu
Kamburu çıkmış bir adam
Sevdası kursağında kalmış
Elleri boğazında
Yaşama korkusu
Birşeyler arıyor
Kim bilir neler yaşamış
Dilinden dualar dökülüyor
Üstünde babadan kalma paltosu
Aç kalmış rüyalarına
Nefes nefese, soluksuz
Arıyor sokak lambası eşliğinde
Yitirmiş gölgesini, arıyor
En çokta kendini...
Kaç yıl geçmiş geçmiş, sayıyor
Geçmişe suskun,
Geleceğe yorgun
Ne yapsa?
Bahtsız
Sırtından vurmuş hayınlar
Dost sandığı cellatlar
Birde arkasından ağlamışlar
Timsah gözyaşları
Yüreği ağzında
Ardında bir can pazarı
Tütün kokulu sakalları
Cıgara dumanından sararmış
Siyah gür saçlarına,
Beyaz teller karışmış
Pekte ihtiyar sayılmaz
Kırk beşinde kalakalmış
Pişmanlığın döneminde
Dertlerin doruklarına varmış.
Ömrüne doymamış
Kaybettiği seneleri
Yaşayamadığı baharları
Arıyor böyle karış karış.
Şimdi derdimden utandım
Ne adamlar varmış!
Yılları dize getirmiş
Sabretmiş Eyüp gibi
Bir sevdanın peşinde
Yanmış İbrahim gibi
Göremeyeydim!
Aşık Veysel'den öğrendim görmeyi
Herkes Mecnun'u bilir
Ben Sezai'den öğrendim sevmeyi
Oysaki hepimiz
Adem'den öğrendik yaşamayı
Bu bahtsız öğrenmemiş
Bir elinde tabanca
Bir döndüm ki bahtsız delik deşik..
Kayıt Tarihi : 1.2.2019 13:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!