Hızlı hızlı çarpıyor saatin,
Makberi yaşatan kalbi,
Başıbozuk hülyalarıyla dönüyor,
Ellerimle kavradığım çemberi.
Hızlı hızlı titriyor sanki,
Çaresiz düşüyor ellerimden,
Varlığınla tanıdığım,
Yokluğun kızıl meyveleri.
İşte gidiyor birkaç kelime,
Duygusu gözlerinde tariflerin,
Acizliği kalıyor eline,
İşte gidiyor gitmelerin,
Dokunuyor rengine.
Ağarıyor üzerim beyaz lalelerde,
Saçılıyor rüzgâr yolumda,
Bedenim seriliyor parelerde,
Dev gövdesiyle kapılar sessizlikte,
Vurulmuş ay, donmuş zirvelerde.
Ardımda bensiz dağ gibi telaş,
Ardımda bu akşamüstü sancısı,
Ve bir fırtına ıslığı inceden inceye,
Ta ki bu sergüzeşt, bu veda,
Perdeler çektirsin karanlığa
Benliğiyle tüten hicaz eşiğinde,
Acılar ferman yazıyor,
Sayfalara mahpus mahkûmlara.
Hiç geçmemiş dalgalar sızlıyor,
Yükseliyor inceden inceye derinlikler,
Güneş damlarken bitkin ufuklara,
Yakamı dağlıyor serinlikler.
Bir adım insanları çok uzaklara,
Bir adım uzakları çok insanlara,
Götürebilir diyor denizler.
Ve yine yalnız gözlerimle
Uçsuz naaşımın asaletiyle
Görüyorum,
Kimsesiz bir hatıra tahtında,
Sensizliğin hükmünü sürüyorum.
Kayıt Tarihi : 4.2.2019 00:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)