Bırak anlamasın, alık, bönümüz;
Aydınlığa çıkar elbet önümüz.
Belirlenir güneş ile yönümüz;
Nasıl Batım varsa, Doğum var benim.
Nefsi imanına tebelleş gibi,
Boşa geçirmeyin ömür çağını,
Dosta ikram edin bal çamçağını,
Baştacı yapmayın cin alçağını,
Gerçekleri çizin, yazın, arkadaş...
Özde ne var ise o olsun kabuk,
Garip geldik, yine gideriz garip,
Kim kalmış dünyada postunu serip?
İyiler, doğrular el ele verip
Şu yalan düzeni bozun arkadaş.
Namussuza gökçek avrat vermeyin,
ÇANAKKALE’DE NE OLDU?
Marmara’ya geçecek nice çelik yığını,
Derin Boğaz suyunda yüzdü Çanakkale’de.
Türkler öldü sananlar gördü yanıldığını,
Lağım kusan ağzını büzdü Çanakkale’de.
-HER NEYSE ŞER ÜÇGENİ
BULUR BOZAR TÜRK GEN'İ-
Tarih yazmış mıdır Türk'e vuranda,
Suyu benim olan Dicle, Fırat'lar,
Aras'la birlikte hep sınır atlar.
Kadana misali yaban kıratlar
Bizim mandıraya, haraya değmez.
Her etap bağrıma bir kurşun saplar,
Aslı yeşil yaprak savruk gazelin!
Üstüne titrense solar mı gelin?
Sana yar olmayan fettan güzelin
Koy, saçını eller taraya, değmez.
Mal canın yongası, varlığa sevin.
Yine hüzünlendim, yine yaslandım;
Ettin emeğimi zay deli gönül!
Ben Rabbe sığındım, dağa yaslandım,
Sen hangi yöndesin hay deli gönül?
Zamandır yaprağı gazel eyleyen,
Erenler, hakkımda çok aldandınız,
Benim gibi toyu usta sandınız.
Hiç bir kul kalmasın yolunda yalnız,
Sen de beni öyle say deli gönül.
Bahar geldi, lale, sümbül açıldı,
Dereler derincedir,
Suları serincedir.
Susamışa ikramı
Suyunu verincedir...
Dereler hey, dereler!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!