Bahar, hani uyanmıştın sen soğuk uykundan?
Meltem beklerken bu kar nedir umut ufkundan?
Cemreler düşmüştü kalbe, akla ve zamana.
Gülden rayihalar yayılmıştı dört bir yana.
Her fidanı gözyaşıyla dikmişti bahçevân.
Bugün yeşil, çiçek ne varsa biçti bir Mervân.
Tomurcuk üstünde, şebnem yerine hep buz var. Gönüller yaralı, merhem yerine hep tuz var.
Heyhat, ne hâzin manzara; yaralı bülbüller,
Boyun bükmüş, sararmış nergisler, sümbüller.
Muhâcir kuşların şimdi bîkes, boynu bükük.
Gözlerden hüzün damlar, eller semâya dönük.
Evet, senin habercin sâdık, emin ve gökçek.
Bir asır beklenen müjdeydin ki bu gerçek.
Yunus, kaç yaz, kaç hâzan geçmiş çarh-ı felekten.
Çileyle pişmeyen bir tohum, geçmez elekten.
Mevsim budama vaktidir, kader bilir amacı.
Daha gür çıksın diye dal dal keser ağacı.
Nisan 2014
Muhâcir: Hicret eden
Bîkes: Kimsesiz
Mervan: Zâlimliği ve hilekârlığı ile bilinen Emevi Halifesi I. Mervan
Çarh-ı felek: Mecazi mânââda talih ve baht
Kayıt Tarihi : 25.5.2021 12:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!