Bahar çıkarım demişti**
Kış ortasında bir ev aldım. Oturduğum ev çok rutubetli. Benimse kireçlemem var eklemlerimde. Gidip, eve bakayım dedim. Emlakçi götürdü. Yaşlı bir amca açtı kapıyı, özür diledim evi almak istiyorum bir baka bilir miyim dedim. Tabii dedi ve çalakalem bakındım o da yanımda. Çok sıcak oluyor dedi. Oh! Dedim, bende sıcak ev arıyorum. Bak! Dedi, pijamayla terliyorum. Çabucak çıktım hanımı evde yok diye. Ama onun o sözü benim ev almama neden oldu. Sonra, işlemler içim emlakçinin bürosuna gittik. Sohbet ederken amcanın tek yaşadığını öğrendim, meğer eşinden ayrılmış. Süleyman Demirel’in sınıf arkadaşı, o da inşaat mühendisi imiş. Kızları, oğlanları varmış evli barklı.
Sonra, işlemler bitti yani ön sözleşme, kaparo verdik ev sahibine. Dedim ki; Ne zaman çıkar kiracı? Meğer yeni girmiş ne olacak şimdi! Sonra tekrar gittik eve. Zile bastı ev sahibi. Amca açtı. Biraz konuşabilir miyiz? Dedi. İçeri girdik, oturduk. Amca, biraz asabi idi anlaşılan. Sigara içiyordu durmadan. Ev sahibi ile alacak verecek pürüzleri varmış az bir tartışmadan sonra hallettiler. Ben evi sattım dedi. Bunlar yeni ev sahibin aranızda anlaşın.
O zaman Ercüment amca biraz daha gerildi. Kış ortası, ben yeni girdim dedi. Onun o hali bana rahmetli babamı hatırlattı. Babamı bir buçuk yıl önce kaybettim. Tek yaşadı çoğu zaman, asabiydi yanımızda pek durmazdı ara ara gelir ya da biz ona giderdik. İnsanlar yaşlanınca sevmiyor kalabalığı, kendine göre düzen istiyor.
Neyse, amcaya dönüp tamam telaş etme sen kontratın süresince otur. Üç ay oturmuşsun yeni kontrat yaparız dokuz ay daha kalırsın ben, seni kış ortasında rahatsız etmem. Çok sevindi, yüzü aydınlandı. Bana dönüp, belki baharda çıkarım uygun ev bulursam dedi. Eylüle kadar kalabilirsiniz, kızım yurt dışında Ağustosta gelecek ben Eylülde anca taşınırım dedi. Sonra hayatından bazı kesitler anlattı. Varlıklı biri, kültürlü biri ama niye yalınız yaşıyordu bunu vurgulamak istedi galiba. Biz seni rahatsız etmeyelim kirayı da bu hesaba yatır dedi eşim. Ve numarayı yazdı. Eşime eğilip, sizi sevdim. Önceki pek mıtrıptı diye ekledi.
Allahaısmarladık deyip ayrıldık. Tam dört ay olmuş. Geçende yönetici aradı evi yıkatın kokuyor diye. Bir şey anlamadık. Sonra düşündüm. Eşime, amca yanız yaşıyor belki temizlik yapamıyor diye demiştir dedim. Ertesi gün sakın amca evde ölmesin. Yok, yok kızı var ilgilenir dedim. Ama içimiz rahat etmedi. Sen bir ara usulünce söyle kızı gidip ilgilenir dedim. Eşim Ercüment amcanın telefonunu çaldırdı cevap yok. Sonra kızını aradı. Olayı anlatınca. Rengi soldu birden Allah, Allah diye başını salladı. Biz bilmiyorduk yönetici böyle söyledi. Kendine söylersek kırılır diye sizi aradık dedi. Ve teflonu kapattı.
Merakla sordum. Hayırdır ne olmuş? Ercüment amca kalp krizi geçirmiş ölmüş geçen Cuma, cumarteside Çengelköy’e defnetmişler. Yöneticide cenazeye gitmiş birkaç kişi ile haberi varmış dedi. Allah rahmet eylesin.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla