Nedir bu alemin kırılan kalemlerden çektiği
Fırtınalı yaşamları suların, yükselen heyecan gemisi
Fukaralık meselesi, küpte paranın sesi, yok daha nesi
Demirin tavı gelmeden pılı pırtı avına çıktık
Emir gözükmeden ortada, bordroları yazdırmadı yazıcı
Sandıklar satılıyor, hayat kalem kalem eksiliyor
İşlemlerde şımarıklık, Şişhane’de şişinmeler
Nedir gökyüzünün yok fiyatına gitmesi
Kaçakçılar çekinmeden çekleri düzenliyor
Onlar kaçın kurası olduklarını bildirmediler
Deri dokusu, bira kokusu, Berlin yokuşuyla uzadı yolculuk
Ve uzadı mevsimler dahi, sızlayan ayaklarda kurşun etkisi
Cinlere çıtlatılan çarşambalar, ceketin ceplerinde günlerin izi
Yani yağmur yağdı böyle oldu densin mi istediler
Sancılı bir zamanın buharı sessizliği örtmeye yetmedi
Sözler sulandırsa da gözleri, söylenenler gitmez geri
Borçlar ödenir buğdayın buğusu yayılır
Başka memleketlerde derecesi yüksektir içkilerin
Fakat otobüsleri ağırdır, kaçakçılar ağır çekimde kaçtılar
Görünen köyün kılavuzluğuyla geçti yıllar
Aç defteri sivrilt kalemi, bük demiri, kır kalemi
Hayır karşıyım buna, kulağa küpe değil
Parayı küpe isteyenler yarenlik bulamayacaklar
O zaman çiçekler kesilmesin, kıvama ulaşsınlar
Söylenmesin hiçbir söz artık, yeni bir çarşaf serilsin
Ve özlenen gönüle doğru bahar erişsin.
Kayıt Tarihi : 27.4.2024 14:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!