her zaman yürüdüğümüz,
dar,
karanlık
ve alabildiğine biz kokan bu sokağı
bu gece bensiz yürüdün;
bağışla.
ardında beni bırakarak,
geride kalmış herşeyi yakarak
yanamayacakları da kanatarak
yankılandı ayak seslerin;
bağışla.
gördüğün tüm düşlere
rest çektiğim gündü, ruhumuzun vedası,
sana umut kokan güller veremedim;
bağışla.
ellerim uzandı arkandan,
ses olup sana aktılar,
yıldız yıldız, ışık ışık yankılandılar
şöyle bağıra bağıra
sana dur diyemedim
bağışla.
aşkı suarelerde yaşamayı adet edinmişiz,
gönlümüz sahneye yabancı,
içimden taşanı
dalga dalga sana akanı
kendimde sakladım
söyleyemedim
bağışla.
yosun tutan bir kalbi
bunca uğraştıracak ne varsa,
ne varsa aşka dair
ve umuda dair ne varsa
yaşadım.
yaşadım da bir sana
koşarak,
bir tek sana ardıma bakmadan gelemedim.
bağışla.
kendini göremeyecek kadar
aynalara uzak mı olur insan?
ve yine kendine tuzak mı aşk adına yaşanan?
sen için için yanarak,
beni her gün anarak
her düşü gerçek sanarak,
büyüdün, büyülendin.
bağışla.
artık adımlarımız tek ses veriyor,
önce ruhlarımız,
sonra ayak seslerimiz ayrı yankılandı,
aynı sokakta.
adı konulmamış
hiç bir mazerete sığınmayacağım
bağışla.
notalarını senin yazdığın
hiç bir şarkıyı mırıldanmayacağım,
farketmeden kırmamak için tüm seslerin kilidini
dudaklarım mühürlü,
ıslık da çalmayacağım.
sen benim,
sen benim fa sesimdin.
artık tüm şarkılar bir nota eksik,
bağışla.
biz aşkın tüm zehirli şiirlerini,
kimse duymadan,
yüreğimize akıttık.
seni şair ruhumla sevdim,
insan tarafımla ağırladım,
gururumla uğurladım.
hiç bir şiir,
hiç bir şaire ait değildir artık.
bağışla.
Kayıt Tarihi : 3.4.2010 13:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Af dilenmeden, sadece bağışlanma isteğinin yalın anlatımı...

TÜM YORUMLAR (2)