İnançlar, öznel ve insana değin bir hak olurluksa da, topluma değin bir hak olurluk değilidir. Yani toplumda görevleşişle, girişen kişilrti giriştiren bir toplımsal düzenleşilir sorumluluk değildirler. Kaynağı toplum olmayanın, oynağı (aktif olabilirce devindiği zemin alanı) da toplumlar, olamaz. Üstelik keyfilikler toplumun değil, özel hayatın; sosyal hayatın bir gereğidirler.
Söz gelimi siz sosyal hayatta keyfiliğiniz ne olursa olsun, keyfilikler içinde oluşlarla giyinirken; toplumdaki giyinmeniz, bırakınız keyfi olmayı; zorunlulukla olmaktadır. Topluma karşı, bir yetki kullanımı, bir yetkilenme, bir otorite belirtme, bir sorumlu olma ve bir sorumluluk taşıma ve bir mesleki aleniyet belirtme gibisinden işaret, sinyal taşıma iletişmesi gibi durumlarına denk gelebilmektedir.
Yani toplumdaki giyinişin, topluma karşı sorumluluktu bir taşınması vardır. Oysa inanca dek taşıma giyinişin ve eylemlerin, topluma ya da bir başkasına hiçbir gretirisi, götürüsü yoktur. Halbu ki o gün sizler, örtünmüşseniz ya da örtünmemişseniz; bu açık kapalı tavrınızdan ötürü topluma denk düşer bir aksamaya ilişkin, hiçbir mesaj alamazsınız.
Sizin pilot giysisi içindeki görünüşünüz keyfilikle ve inanç nedeni ile değil de; nesnel nedenlerden ötürü, toplumsal bir ilişkilenişe denk düşer olacağından; eğer o gün pilot giysisi giymemiş iseniz toplum bu eylemden bir boykot mesajı alır ve kaygılanır.
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken