Bağdat'ta Kızıl Akşam

Her akşam gün batarken Bağdat’ta,
Bir sızı dolar gönlüme damla damla,
Gökte açılırken huzur ve sükun perdesi,
Yerde kapanır kanlı vahşet sahnesi.
Günün son yolcusu güneş her akşam,
Girerken grubun koynuna yavaş yavaş,
Kapanır Bağdat’ta kanlı bir günün penceresi.

Gün solarken her akşam Bağdat’da;
Süzülür gözlerimden yaş damla damla,
Yükselirken arşa mazlumun bedduası,
“Babil”den çıkar mağrur haçlı donanması,
Nemrud’un şeytanla çiftleştiği kanlı diyarda,
Mazlumun feryadı-figanı yükselirken arşa,
Kapanır her akşam Bağdat’ta gamlı bir günün perdesi.

Her akşam gün batarken Bağdat’ta;
Ruhuma dolar ezanlar dalga, dalga,
Rahmetin sicim, sicim indiği o kutlu zamanda,
Tekbirlerle saf saf dizilir melekler kızıl semada,
Serilir gurubun seccadesi kızıl semada,
Secde ederken güneş Hakk’a yavaş yavaş,
Kapanır Bağdat’ta yaslı bir günün sayfası.

Bağdat’ta bu akşam, battı güneş, bitti bir gün,
Doğdu mehtap şimdi, sustu silah sesleri,
Gönlüm yıldızlarla gayri tatlı muhabbette,
Dilim yalnız ve yalnız Hakk’ı zikretmekte,
Gözlerim gökte ilahi güzelliği seyretmekte,
Ruhum yeniden dönmüş Bezm-i Alemde,
Doğacak yep yeni bir günü beklemekte.

Mehtap uyurken Diclenin sularında bu gece,
Ruhuma doluyor gecenin esenliği,
Özledim pınarların huzur veren sesini,
Kavakların türküsünü, ninemin ninnisini özledim,
Yıldızlar, gökyüzünün yetim öksüzleri,
Çocukluğumdaki gibi, çağırıyorlar beni,
“Ver elini çocuk, haydi ver elini de bu gece,
Kapatalım Bağdat’ta rezil bir günün perdesini”.

Bağdat’ta gün doğmadan şafakta;
Binsem diyorum Anka Kuşuna,
Çıksam gök kubbeye tekbirlerle,
Aşk ile yaksam, tutuştursam bu gece,
Gökteki kandilleri bir bir tekbirlerle,
Ruhumda kırkların kutlu nefesi ile,
Başlasa Bağdat’a rahmet dolu bir kandil gecesi..

Güneş doğarken her sabah kanlı Bağdat`ta,
Kapanır gökte huzur ve sükün perdesi,
Açılırken yerde zelil bir günün penceresi,
“Siyah Altun” ölüm olup yağar Babile,
Ecdadımın “Ahı” çıkarkeni aheste aheste,
Her gün, her akşam yeni baştan, sil baştan,
Başlar “Kavm-i Necip” millettin sabırdan çilesi,
Yazılır AL FAW’da Alem-i İslamın ibret dolu hikayesi.

01 aralık 2003, Al-Faw Sarayı Bağdat