Fırtınalar kasırgalar mı yaşanmadı,
Yanmadı kavrulmadı mı sanırsınız cayır cayır,
Çıngı çıngı şimşekler mi çakmadı,
Yıldırımlar mı düşmedi gönül evine?
O gönül ki;
Gün olmuş, kaptırmış kendini melankoli seline;
Gün olmuş kelebekler gibi pır pır
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
''Binbir anıyla karışık,
Dualı gecelere gebe gündüzler,
Umutlar nasır tutmazmış meğer;
Dün emeklilik kararını almıştım gönlümün,
Bu sabah uyandım ki;
Bademler çiçek açmış! ''
Herşeye rağmen seven, vazgeçmeyen yürek bu olmalı...Hergün yeniden doğmayı, iyi bilen bir yürek...
Artık aşka kapılarını kapatmış bir yürekte tekrar yeşeren duygular bu kadar hoş anlatılabilirdi.Şairin yüreğine sağlık.Kim ne derse desin çok güzel olmuş.
Bir bahçede bademlerin çiçek açması insanın ömrüne bedeldir.O o kadar güzeldirki bakmasını bilene.Çiçekler solmasın.
Kaleme tebrikler.Saygılar.....
Dr İbrahim Necati Günay
eh işte fazla güzel değil ama idare eder
Emeklilik yaşı çoktan yükseltildi,zaten gönüle emeklilik hiç yoktu,ne zaman açılacağı bilinmez dükkan gibidir, kepenkleri kah açılır kah kapanır mesai saati de belli değildir,bazen sabah açılır bazen akşam, müşteri gelmeye görsün
TEK KELİMEYLE HARİKA... İŞTE DUYGULARIN EN NET VE SADE ANLATILIŞI.
Binbir anıyla karışık,
Dualı gecelere gebe gündüzler,
Umutlar nasır tutmazmış meğer;
Dün emeklilik kararını almıştım gönlümün,
Bu sabah uyandım ki;
Bademler çiçek açmış!
Tebrikler, saygıdeğer hocam!
Harika bir şiir.
Ne kadar haklısınız:
Umutlar nasır tutmazmış meger,
Gönül hiç kocamazmış meğer!
Saygılarımla...
Mehmet Kıyak
Binbir anıyla karışık,
Dualı gecelere gebe gündüzler,
Umutlar nasır tutmazmış meğer;
Dün emeklilik kararını almıştım gönlümün,
Bu sabah uyandım ki;
Bademler çiçek açmış!
Tebrikler, saygıdeğer hocam!
Harika bir şiir.
Ne kadar haklısınız:
Umutlar nasır tutmazmış meger,
Gönül hiç kocamazmış meğer!
Saygılarımla...
Mehmet Kıyak
Son üç dize bile başlıbaşına bir güzel şiir.
(Görüldüğü gibi fazla kıvırtmayan net dizelerle yaratılmış şiirler daha sempatik oluyor.)
Binbir anıyla karışık,
Dualı gecelere gebe gündüzler,
Umutlar nasır tutmazmış meğer;
Dün emeklilik kararını almıştım gönlümün,
Bu sabah uyandım ki;
Bademler çiçek açmış!
harika. . .
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta