Yine pervaneyim, dönüyor başım,
İçmeden yıkıldım, düştüm bacanak.
Dertlerim kök saldı, çatıldı kaşım,
Bendimi aştım da, taştım bacanak.
Yıllardır bitmedi, bitmez telaşım,
Gördüğüm ilk günden, belalı başım,
Acaba diner mi, bir gün gözyaşım,
Akmayan dereler, taştı bacanak.
Kime güveneyim, kim anlar beni,
Başlarına buyruk, kim dinler seni,
Bunlar çok kültürlü, sen ise deli,
Bunların gözünde, hiç 'im bacanak.
Yıllarca ömrümü, harcadım boşa,
Eş dedim sarıldım, mermere taşa,
Derbeder yaşamak gider mi hoşa,
Zemheri ayında, gönlüm bacanak.
Bir bardak çay iste, olur bir hışım,
Ne ekmeğim tatlı, nede bir aşım,
Kalmadı ağzımda bir tane dişim,
Ya sabır dedikçe, döktüm bacanak.
Gencecik yaşımda, oldum ihtiyar,
Ağaran saçlarım, ondan yadigâr,
Ölümcül yaşadım, sanma bahtiyar,
Dikenli tellere, sardım bacanak.
Doldursan dolmuyor, boşalt almıyor,
Dediğim dedik der, başka bilmiyor,
Ekmeğe param yok, alyans istiyor,
Bunların gözleri, doymaz bacanak.
Hırçın bakışlarla, kükrer yüzüme,
Çamaşır bulaşık, yığar önüme,
Silip’te süpürmek, benim neyime,
Evin beslemesi, oldum bacanak.
Kardan adam yaptı, eritti beni,
Yağmurda çamurda, sürüttü beni,
Eşime dostuma, küstürdü beni,
Kol kanat koymadı, kırdı bacanak.
Koşular toplanır, konkene buyur,
Sofralar kurulur, karnını doyur,
Bacası tutuşmuş, haberi yoktur.
İtfaiye gelmiş, duymaz bacanak.
Kâğıdım kalemim, isyana geldi,
Gelmişi geçmişi, ortaya serdi,
Ömrümü bitirdi, huzur mu verdi,
Karga gibi her gün, öttü bacanak.
Senaryoyu alt üst, eder rolleri,
Ne dertleri biter, nede şerleri.
Kırşehir ilinin, Avan Kürtleri,
Efsane bacılar, yaktı bacanak.
Sen'inde kaderin, benimle aynı,
Bunların yaptığı, yanına kâr mı?
Dünyada bir eşi, benzeri var mı?
Dünya tarihine, bir bak bacanak.
Ne diller döktüm, gelmiyor safa,
Ne beyin bıraktı, ne de bir kafa,
Bir elinde satır, birinde sopa,
Sataşacak kapı, arar bacanak.
Gel de böylesiyle, sağla geçimi,
Bununla yaşamak, köle biçimi,
Köstebek yuvası, yaptı içimi,
Delik deşik oldu, beynim bacanak.
Ömrümü yüzde 'ye, vurursan eğer,
Doksanını yemiş, on kalmış meğer
İşte onun bana, verdiği değer,
Onu da tez zaman, alır bacanak.
Ne diyeyim ahbap, ne diyem buna,
Hürrem sultan gibi, basıyor hava,
Kanun’da devlette, onlardan yana,
Bizleri koruyan, yok mu bacanak.
Günahkâr değildim, günah işledim,
Şaka olsun diye, yazdım süsledim,
Şeytana uydumda, yalan söyledim,
İdam sehpasına, geldim bacanak.
Yılmaz’ım şaşmışım, şaka yapmışım,
Gördüğüm rüyayı, gerçek sanmışım
Asılsız ne varsa, yazıp çizmişim,
Kamera şakası, farz et bacanak.
04.05.2014
Yılmaz NazlıKayıt Tarihi : 4.5.2014 12:34:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yılmaz Nazlı](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/05/04/bacanak-16.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)