Babamın Kibrit Sevdası Şiiri - İsmail Bi ...

İsmail Bingöl
39

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Babamın Kibrit Sevdası


Sen ben hangimiz
Ya kim düşürdü bizi
Bu zulümden geceye

Bakışlarımız kilitlendikçe
Ayrılıktan kaynaklanan
Derin ve ince bir öfkeye
Hatıralar çekip götürür
Bir manzara eşliğinde
Memnun ve mütebessim bir çehreyle
Huzurla müzeyyen
İçinde babamın olduğu günlere

Bir kibrit çakıldıkça
Ve yakıldıkça ardından bir sigara
Ateşin azalarak sönmesine vurgun babam
Elleri ve kollarıyla
Sevgiden bir not düşerdi
Hep birlikte oturduğumuz evin
Duvarlarına dedemin sohbetlerinin sindiği
Kendisi dar anlamı geniş odaya

Babam her yakışında
Muma âşık pervane gibi sönerdi kibrit

Ve kıvrılırdı iskeleti kasılarak
Her yanışta başka bir şekil alarak

Babam hastalandı ama ne yazık ki
Yine de vazgeçmedi
Hayatına kast eden sigarasından
Ve hiç çakmak kullanmadı
Tatlı bir eda ile sönüp giden
Kibrite olan sevdasından
(Sırrını Sölmeyen Rüzâ.Ötüken Yayınları.2016)

İsmail Bingöl
Kayıt Tarihi : 31.5.2017 17:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Babam sigara içerdi. Tıpkı başkalarının babaları gibi… Burada önemli olan ya da asıl anlatmak istediğim, sigara içmesinden ziyade, sigarasını yakarken kibritle oluşturduğu bağdı. Çakmak kullanarak sigarasını yaktığını hiç ama hiç hatırlamıyorum rahmetlinin… Babamın sigara içişi tam bir fenomendi bana göre… Hele de paketi yeni almışsa… İki safhada gerçekleşirdi tütünün dumana dönüşme işi… Önce; arka cebine koyduğu sigarayı ağır ağır oradan çıkarır, evirir çevirir, elinde bir müddet oyalanır, ardından yavaşça ağzının kenarından bir bölümünü koparır ve paketin arkasına hafifçe vurarak, ucu dışarı çıkan sigaralardan birini çekip alarak, dudaklarının arasına yerleştirirdi. Ağzında bir müddet tuttuktan sonra, şimdi sıra sigarayı yakmaya gelmiştir. İşte kibritle olan muhavere de burada başlardı. Kibriti çakıp, sigarasına tuttuğunda, bir kaç derin nefes çekerdi ama, yine de işin peşini bırakmaz, bir iki defa daha ateşi götürüp getirirdi. Sonrasında ise, kibriti elinde tutarak yanmaya bırakırdı. Eğilip bükülen kibritin yanışını seyrederdi. Ateş aşağılara doğru yürüyüp, elini yakma tehlikesi belirdiğinde ise, yanmış olan ters tarafından tutarak, sonuna kadar yanmasını sağlardı. Hey gidi babam hey! Bazen muziplik yapacağım tutar ve babam kibritin kendi kendine sönmesini beklerken, birden üfler ve gittikçe küçülen ateşi söndürürdüm. Hafifçe öfkelenir gibi yaparak, arkasından bir ‘eşşeoğlu eşek’ savururdu ki, onunla geçirdiğim zamanlarda, kötü söz olarak bundan daha ağırını hiç duymadım.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Bingöl