Yine bir pazar günüydü
kaybettiğimde babamı.
Güneş arkasını dönüp
dayadığında sırtını geceye
usulca ayrıldı aramızdan
ve takvimler
10 Kasım'ı gösteriyordu hala
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
erol gardaş bende babamı bir pazar günü kaybettim...yüreğimiz burda bir ortak yön paylaştı...ölüm allahın emrii......yüreğine sağlık...
bir Babayı anlatmak, ecdadı, atayı anlatmak kolay değil. Ne ben anlatabildim bugüne kadar nede özlem ve hüzünle dolup taşmış şu mısraların şairi Erol bey anlatabilmiş. Ağıt misali dünya hayatından elini çeken merhum pederinin ardından yazılan dizeler bir BABAnın ne kadar güçlü bir sevgiye ve saygıya muhatap olduğununda delili olmuş.
Vedaya inanmak istemeyen şair aslında veda etmemiş ve birlikteliğin kendi faniliğine dek süreceğine de işaret buyurmuş.
Canla başla tebrik ederken merhuma haktan rahmet ve ardından hasretini dizelere döken oğlu Erol bey ve tüm sevdiklerine de sabır ve sıhhat diliyorum
SEVDAZAN
Ve belki de o gün öğrendim
tam anlamıyla,
rüyanda dahi kabullenemediklerine
gerçek hayatta boyun eğmeyi.
BOYUN EĞMEKTEN BAŞKA ÇARE OLMADIĞININ, ÇARESİZLİĞİNİ YAŞAMAYI.!..
Bir bayram günüydü
babam
öldüğünde...
Bayramları
onun için
sevemiyorum...
Bir bayram günüydü
talih
döndüğünde...
Bayramları
onun için
istemiyorum.
Bir bayram günüydü
son
gördüğümde...
Bayramları
onun için
beklemiyorum...
Bir bayram günüydü...
Ahhh ahh yüreklerimizin en sağlam kaleleri ve hayatımızın en asil duruşları BABALARIMIZ....Şiiriniz çok güzeldi..Tebriklerrr...
duygularınız duygularımdır... duygulandım... ben de şubat 1990'da kaybettim babamı...sayfamda -Babama- isimli şiirimi okursanız sevinirim... saygılarımla... ve 10 puan...
Belki de tam anlamıyla
o gün öğrendim,
hasta bir bedenden çıkan
yorgun bir nefesin
çok daha güçlü olduğunu,
gücünü o nefesten alan
gencecik bir bedenden.
Ve belki de o gün öğrendim
tam anlamıyla,
rüyanda dahi kabullenemediklerine
gerçek hayatta boyun eğmeyi.
betimleme güzeldi dostum,yüregine saglık,tebrik ediyorum.
Yüreğine sağlık,
Kutlarım.
Yüreğine, kalemine sağlık. Çok güzeldi..
Atasına şiir yazan her şairi ellerinden öperim.
Başarılar adınla beraber anılsın.
Saygılar...
Demek 10 Kasımlar iki kere hüzün senin için?Işık arar gözlerim lakin zalam zalam üstüne...Dizelerde de yaşayacak artık o meftun yüreğinde olduğu gibi...
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta